Adını sevda koydum gri salıncağın… Hadi gel yere Basmasın ayakların.
Tavana astı bir duvar kendini Yüzlerce ağladı günlerden biri Bir gece yarısı Kör bir bıçak Kırılgan bir kadeh ağladı Yardan düştü gece kelebeği, Ateşin peşi sıra Hüzzam çaldı sazendeler, Gerdaniye perdesine Mızrap ağladı…
Tozunu silkeledi, Sarkaçta takılı kalmış hikâye Kehanet ocaklarının sırlı kapılarında, Kutsal sularla yıkandı kâhinler Öpülmemiş dudaklarını ısırdı, Bilici bakireler Balmumu kanatlarını ateşe değdirdi, Tapınılmış tanrıçalar Göğü deldi sazendelerin bam teli, Mendilsiz bir şehir ağladı
Üç gün güldü kelebekler, Dilimi döktüğüm gecenin söz revanına Reşit bir hüznü yargıladı, Bir bükümlük dudak Dalgın yüzümü düşürdüm kaküllere, Çoğul ekleri ağladı Kül bastı, Eti yabancı kadınların kadehlerini Mevsimsiz bir âdem elması ağladı Hıçkırdı bir, iki rüzgâr, Gölgesini denize düşürmüş ağaç, Arsız otlar ağladı
Avucumda üşüdü, İki battaniye örttüğüm kış Deniz kabuklarına sığındı, Kusura kalmış sesler Toprağını inkâr etti , Cezayir menekşeleri Bir olmaza çözüldü, Soyadımı bağladığım gelin buketi Çeyizlerdeki göz nurları ağladı Bülbülyuvası çay bardaklarının kaşığı, Köpüklü sohbet fincanları ağladı
Ağıt döktü hanendeler, Kırık havalı sazendeler sazına Lavanta torbalarına dertlendi, Frezya çiçekleri Bir dantel ağladı, Alıp başını giden duvak Küçük bir nakış Sırılsıklam bir bakış
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çok Bilinmeyenli Labirentler şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çok Bilinmeyenli Labirentler şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.