Yavrusunu bombalardan koruyan annenin Sağır eden sesler var baş ucunda.
Oyuncağını kaybetmiş Bir çocuğun ağlayışı değil bu. Beklenen bir parça huzur Aranan ekmek kırıntısı. Can dileniyorlar, Başı sonu belli olmayan yoklukta.
Ne zordur, Daha çocuk yaşta Gözlerinde görünen korkunun Suratına kattığı masumiyetlik.
Korkudan kesilmiş anne sütüne hasret Her geçen gün biraz daha yudumlamak acıyı. Eriyor süt kokulu yavru kucakta Ölüm telaşı kanatıyor yürekleri.
Teninde toz toprak izi, Karnı sırtına yapışmış Tıka basa doymak istiyor midesi. Uykusuzluktan göz kapaklarına Saklanmış gözleri. Yanağından süzülen yaşlar Yüzünü yıkamasına yetiyor. Ki sen özgür doğdun çocuk Hakkı yok hiç kimsenin Geleceğini zincire vurmaya.
Mis gibi açan çiçekler yerine Etrafına saçılan boş kovanlar. Havada uzaktan uzağa Ölüm saçan uçurtmalar var.
Saklambaç oynanıyor İstemeden Zalim mi zalim Menfaatçi Kana susamış canilerle. Elma dersem öl Armut dersem yine öl.
Dengeler bozulmuş artık Fikirler israf ediliyor. Adalet beklenir olmuş Vicdansızlığın kollarında. Barış kaldırılmış Kirli ellerce rafa. Kan ile beslenen vampirler Doymuyor kana.
İnsanlık ölüyor! Katliam yaşanıyor Ötelerden. Suçu günahı olmayan Masumlar direniyor.
Uzaklardan çığlık sesleri yükseliyor, Feryat figan ediliyor sağır kulaklara. Heyhat! Denizlerden taşıyor Körpecik cesetler vuruyor sahillere. Kalksın artık vizyondan Oynanan siyah perde.
O daha çocuk, Şeker yerine Bir kaç boş kovan var Minicik ellerinde. Ve her şeyin farkında Annesine soruyor; Nerede barış? Nerede adalet? İnsanlık nerede anne?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İnsanlık ölüyor! şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsanlık ölüyor! şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İnsanlığını, Duyarlılığını, Yüreğindeki merhameti, candan kutluyorum. İçeriğine ve ustaca anlatımına hayran oldum. Yolun açık olsun şair kardeşim, selamlarımı gönderdim.
Duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi canı gönülden kutluyorum. Temennimiz savaşların olmadığı, barışın hakimiyet kurduğu, çocukların korkmayacağı, ölmeyeceği, ocakların sönmeyeceği ve anaların bir daha ağlamayacağı güzel bir dünya olur.
(Resûlüm!) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (İbrahim Suresi 42. ayet-i kerime) Mazlumun zalimden hakkını alacağı gün sözde süper güçler kaçacak delik arayacak. Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Yaşanan gerçeklerin, tüyleri diken diken eden su misali anlatımıydı şiir.! Beğeniyle okudum duyarlı yürek sesinizi, kaleminiz daim olsun Murat bey. Selam ve saygılarımla.
duyarlı kaleminize sağlık. İnsanlık duymaz önce Müslümanım diyenler bu işe çözüm aramalı lakin mezhepçilik aldı başını gidiyor. bu coğrafyada asırlardır mezhep çatışmalarında çok kan döküldü hala akılları başlarına gelmiyor yaşayanların. bu güncel ve anlamlı şiiri tebrik ederim
Batının Kana Bulanmış Azı Dişlerinde Barış ve Demokrasi Oyunlarıyla Taşeronların Zor Anları // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
“Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasıyla kaimdir.” / Mustafa Kemal Atatürk
“Biz aynı yüreğiz, ayrı yerde aynı atan. Aynı atalarımız gibi!” / Önder Karaçay
“Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! nasıl böyle bir imanı boğar, ‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar.” // Mehmet Akif Ersoy
“Demokrasi ne büyük bir zulümdür ki içinde çözümü barındırmıyor!” / Önder Karaçay
Demokrasi // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
“Jetler bomba yağdırıyor Irak’ta çocukların tepesine,
Çocuklar hem korkarak kaçıyor hem de bağırıyorlar.
Kaçın; demokrasi geliyor.
Sandıktan hep aynıları çıkıyor,
12 Eylül dayatma rejiminin ürettikleri iş başından gitmiyor,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Ahlaksız teknolojinin kasetleri geliyor,
Bel altı vurmak kadar düştü yere insanlık,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Halkın menfaatine olmayan yasalar geliyor,
Gece uykudayken veya televizyonda dizi seyrederken çıkarılıyordu,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Bir toplumun yüz yıllık birikimleri yok pahasına satılıyor,
Hem en stratejik kırımlarından, konut yapmak işini devlet alıyor, her iş özelleşirken,
Geriye sadece kaç kere değişen kanunla ihalesi kalıyor, kim veriyor, kim alıyor?
Kaçın; demokrasi geliyor.
Yollar, insanlar, ırklar, dinler bölünüyor,
Kutsal kitabımız bile meydanlara iniyor,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Halk barikatlar ve barajlar altında kalıyor,
Baraj bir kalksa bu halkın seli boğmaz sanılıyor, korkmayın burası Anadolu,
Biz Türk Milletiyiz yeri ve zamanı geldiğinde ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Demokratik yöntemlerle seçilmeyenleri seçiyoruz,
Otuz beş yıldır bir siyasi ahlaksızlığa yasa çıkarmayı bekliyoruz, kimden?
Kaçın; demokrasi geliyor.
Namus ve ahlak cellatlığına adalet aranıyor,
Adalette o kadar adil değilmiş kuvvetler ayrılığını yok ediliyor sesi çıkmıyor,
Kendini kuvvet sanana rey veriyoruz, yurttaşlık bitiyor diyoruz,
Birileri de diyor ki;
Kaçın; demokrasi geliyor.
Şantaj ve çamur atma, dayatma kazanıyor,
Kaynağı çok nasıl olsa Anadolu’nun, yüzü güleçtir Türk Milletinin,
Kandırmak, yüzüne gülüp ekmeğini elinden almak kolay oluyor,
Kaçın; demokrasi geliyor.
Asil vekile boyun eğiyor,
Vekil asilliğe bir türlü soyunamıyor, yüzü mü tutmuyor?
Bu arada çekilin, engel olmayın ne olur,
Oyuncu değişecek, ne değişecek bilinmiyor,
Kaçın; demokrasi geliyor.”
“İnsan kanı dökmek ve dökülmesine aracılık etmek lanetlik bir pisliktir.” / Önder Karaçay
Mayın İnsafa Geldi mi? // Türk Devrimi Mensur Şiirleri // Önder Karaçay
“Kan fışkıran topraklarda insaf aranıyor,
Oysa insanlar oradan petrol fışkırıyor sanıyor,
Rabbinin bu yer altı kaynaklarını niye verdiğini anlamayan,
Aklını ve vicdanını kullanıp insafa gelmedi gibi,
Birde mayın bile insafa geldi mi diyor?
İnsanın kendinden utanacağı cinayetler işleniyor,
Vahşinin koltuğunun altına girmiş kendini kanatlı sanıyor,
Üzerinden hainin bombası düşüyor yinede kardeşini suçluyor,
Vicdanı geçtim, ne göz görüyor, ne kulak duyuyor ne de nefes alabiliyor,
İlle de hain olacağım hain diyor, sonu ölüm,
Kan tuzağında lanetleniyor.
Kendini arayan insanın ar damarı ayna gibi çatlıyor,
İnsafa geldiğini sandığın bir mayın daha patlıyor,
Ruhunu kaybetmiştin bir önce patlayan mayınla,
Şimdi kolunu bacağını arıyor,
Ruhsuz bulabileceğini sanıyor.
Kanın kıpkırmızı şavkı yüzüne vuruyor,
Yüzsüz hiç utanır mı? Kan akmasını bizde istemeyiz diyor,
Silahı dağıtıp kaçıp saklanıyor,
Hınzır sürüsü gibi, gözü kan gördü mü dönüyor.
Komşuda yangın çıkaran ben yapmadım diyor,
Komşu ben biliyorum kimin yaptığını,
Ateşi üzerine geri atınca anlarsın diyor,
Eli, gözü, yüzü, vicdanı kana bulandı mı insanın,
Doymak nedir bilmediği gibi,
Kendi gibi doymayanın, sanki kim olduğunu bilmiyor,
İnsafı mayından bekliyor, satırlı katilleri elinde kaldığı gibi,
Ne Oldu Bize Böyle? // Türk Devrimi Mansur Şiirleri // Önder Karaçay
Ne oldu bize böyle kimse yaşananı üstüne almak istemiyor?
Kavgayı yatıştırmak ve bitirmek yerine,
Her gelen, her ortaya çıkan kavgayı beslemeyi seçiyor?
Güzsüz olduğunu zannedilen ezilirken,
Güçlü zannedilene boyun neden eğiliyor?
Kim güçlü aslında neden düşünülmüyor?
Birileri gaddarlığın keyfini sürerken,
Birileri neden bu keyif sürsün diyor?
Çocuk satıcılardan sokaklar neden geçilmiyor?
Birde en ucuz fiyatı sunan bu çocuklara utanmadan kazıkçı velet deniliyor,
Gösteriş alış veriş merkezinde ödediğine hiç yanmıyorken!
Birikmiş öfkelerimizi neden bir çocuktan çıkarmaya kalkar gibi,
Güçsüz gördüğümüz, ezilecek gördüğümüz dünyanın en duygulu,
En güzel gözlü, en güzel yüzlü insanları Müslümanlardan ve Türklerden seçiliyor?
Çocuklar öldürülürken, kadınlara tecavüz edilirken,
Plazma televizyonlarında pembe dizi seyredenler,
Naklen savaş ve yayını yapanlar kimler? Yapanları alkışlayanlar kimler?
Beynimiz mi uyuştu? Ne oldu bize böyle kimse üstüne almıyor!
Kitap okumasını bilmeyen üniversite mezunu gençler neden çoğalıyorken,
Meydanlarda alkış tutmasını bilen aynı oranda artıyor?
Kim neyi alkışlıyor? Kim neyi alkışlatıyor?
Kimse neden bunu sormuyor?
Para ile sahip olunabilecek daha ne kaldı?
Kalmadıysa neden böyleyiz?
O zaman para çözüm değilmiş diyen bir bankacı mı olacak?
Bundan acaba kim veya kimler utanacak!
Bu toplum daha ne kadar iğrenç siyaset ve sermaye çoklama oyunlarıyla,
Yatıp kalkacak?
*aşla: sözle dokunmak
İnsanlık Ölmez // Mensur Şiirler // Önder Karaçay
"İnsanlık ölmez insanlar var olduğu müddetçe, Mertlik ve cömertlik derdindeler, Bu dert sadece insan olanın yüreğini acıtarak deler İnsan olmayanlar mahşer tufanında CANLI HELAK oldular. Şimdi keşke ölseydik derdindeler."
Sözde,öz de anlam derin.Duyarlı bir şiirdi.İçim acıdı şiiri okuyunca.:((( Masumları suçsuz yere ölmesi ne demek.? Sözün bittiği yerdeyiz.Allah'ım,zalimlere, hainlere,bozgunculara fırsat vermesin,mazlumlara, masumlara,mağdurlara yardım etsin.Şu soruyu da sormak gerekiyor: insanlığın nereye doğru gittiğinin farkında mısın.? diye.Yine de bir fiske umut çok şey demek.Şiirlerin yol arkadaşı yüreğiniz var olsun. Tebriklerimle.Selamlar.
insanlık kaldı mı da ölsün ki üstadım...onu yitireli yıllar oldu. Allah kalanlara akıl, fikir ve baş sağlığı versin. duyarlılık doluydu...ibret alması gerekenler de umarım okurlar. tebrikler ve saygılar sunuyorum...
Okudum ve Beğendim...
Paylaşımınız için teşekkürler.
......................... Saygı ve Selamlar...