Nefes
Yeryüzünün siyahı ile gökyüzünün mavisi gibiyiz nihayetinde,
Göğe çıktıkça dibe batıyoruz. Masum ruhlarımız bulaştı en günahkar bedenlere. Belki de zihin’imiz en başından bulmuştu yerini, Belki de hiç var olmamıştı. Dibe battıkça göğe çıkıyoruz. Şimdi günahkar ruhlar masum bedenlerde gizli. Yanlışın içindeki doğru kadarız. Peki yanlış olan ne? Yada doğru kavramı burada nasıl devrede? Zihnimize kazınmış olan bu iki soru,hayat noktamızdı. Bu,bir bedenin Zincirlere bağlanması, O ruhun; Özgürlüğü için savaşması ve zihnin ortada kalması gibidir. Zira biz bir avuç toprak ve bir okyanus dolusu nefes kadardık. Oysa,insanlığın hiçliği Zihinlere bile zincir vurdurtan bedenlere sıkışmış. ’’Peki neden kaçmıyoruz? ’’ Ben söyleyeyim; ’’ Çünkü, Tanrı’nın nefesi ile var olduk ve şimdi varlığı ile hiç oluyoruz..’’ |