Huzura Ulaşamayan MinvalUfacık huzurdu aradığım, gök kubbenin kızıllığında Zifiri gecelerin içine soludum, nefessiz kaldıkça Tutunduğum dalım yaptım, çaresizliği diz boyunca Umduğum sadece huzurdu, verebileceği o anda Sessizliğimin limanıydı sığındığım koskoca boşluk Sanki irdeleyerek inceliyordu, haykırışımı duyunca Karardı gökyüzü bulutların en ince noktasına kadar Çok şey değildi istediğim, zerre olsa razıydım Gözlerimin önüne, belirginleşip dökülüverseydi Toplasaydım çakıl taşları gibi ayağımın altından Sevindirseydi öksüz kalan terk edilmiş ruhumu Hasret ateşinin korlarında kavrulurken yüreğim Hırpalamasaydı artçı depremlerine dönüşüp Yıkık dökük minval üzerinde bırakmasaydı Bezgin kederlerin kucağında yapayalnız kalırken Gün batımı bekleyen aciz kimsesizler durağında Yorgun iççekişleri boğazımda düğümlendiği anda Kurşun yarası gibi , yüreğin sancısı içe vururken Keşke gözünün ucuyla bari bakıverseydi yüzüme Nasıl feryat ettiğimi anlayıp da, hak veriverseydi Huzura ulaşamayan minval farkımda bile değildi Nesrin Önem Demir 12 02 2016 |