BİR FABL DENEMESİ - KÖYÜN BİRİNDEEmr-i Haktan gelmişti en sonunda buyruğu. Yaşlı aslan nihayet titretmişti kuyruğu. Kalmamıştı ormanda ne intizam ne düzen. Birbirine karıştı hem ezilen hem ezen. Nerden geldi bilinmez, geldi köye bir ihtar. O ihtarda diyordu ‘’Seçin gayrı bir muhtar !’’ Durum böyle olunca toplandı tüm hayvanat. Köy piknik alanında patlattılar beyanat. Önce tilki konuştu. Dedi ki:’’ Beni seçin. Beni seçin ki dostlar demokrasiye geçin.’’ ‘’Konuşmasın bu yurtta önüne gelen lavuk. Maaş filan istemem kâfidir sekiz tavuk.’’ Tavuk atıldı hemen ‘’Gıt gıt da gıdak’’ Dedi. ‘’Neler de konuşuyor şu deyyusa bak.’’Dedi. ‘’Sekiz tavuk istermiş bizimki can değil mi? Tavuk, horoz ve civciv, bunlar insan değil mi?’’ Sığır dedi:’’ Ne varmış, gelecek demokrasi. Hep mo dedik, mi dedik biraz da diyelim si.’’ Koyun ise tavuğa, ‘’Aman sus duyar.’’Dedi. ‘’Tilkinin muhtarlığı bana da uyar.’’Dedi. Horoz baktı iş sakat, geçti öte tarafa. Dedi:’’ Kürsüye çıksın ve konuşsun zürafa.’’ Zürafa da dedi ki:’’Muhtarlık vallah çile. Bana değil daha çok yakışır bizim file.’’ Fil çıktı kürsüye ki benziyor idi tanka. Dedi: ‘’Ben de almayım teşekkürler ey kanka.’’ Eşeğe yönelmişti artık bütün bakışlar. Onun için yapıldı tezahürat, alkışlar. Hem eşeği o köyde tüm hayvanat tanırdı. O da çıktı kürsüye uzun uzun anırdı. Dedi ki:’’Ben eşeğim anlamam ki hoşaftan. Muhtar filan olamam giysem de altın kaftan.’’ ‘’Ey dostlarım hal böyle size başka sözüm yok. Muhalafet olayım iktidarda gözüm yok.’’ Fırsat bu fırsat idi atıldı hemen çakal. Dedi:’’Tam benim işim atın yeter ki sakal.’’ ‘’İktidara talibim benim bir de partim var. Muhtarınız olayım yalnız bir kaç şartım var.’’ ‘’Öncelikle aslanın karısını isterim. Akabinde bu köyün yarısını isterim.’’ Bilge baykuş seslendi: ‘’Terbiyesiz ukala. Aman dostlar sakın ha oy vermeyin çakala.’’ Köylü şaşkın, çaresiz, düşündü kara kara. Kimi taşımalıydı acaba iktidara.? Yavaş yavaş doğruldu yattığı yaygısından. Ayı da uyanmıştı artık kış uykusundan. Hemen koştu meydana üst baş bir hayli çamur. Sonra çıktı kürsüye konuştu homur homur. ‘’Beni seçin dostlarım. Yanağızı öpeyim. Beni seçin ki size duble yollar yapayım.’’ ‘’Vallah koymam ağzıma ne rakı ne de bira. Ücretin asgarisi vallah bin üç yüz lira.’’ Arı dedi:’’Biliriz dayın, emmin, halan kim. Petek petek balımı hiç durmadan çalan kim.’’ ‘’Senden de muhtar olmaz suratsızsın, nursuzsun. Onlar sorun değil de hırsız oğlu hırsızsın.’’ Ayı dedi:’’Dostlarım, hepiniz de cansınız. Beni seçmekten başka deyin var mı şansınız?’’ ‘’Çakal muhtar olursa köyümüzü bölecek. Tilki başa gelirse her gün tavuk ölecek.’’ ‘’Fil ile zürafanın muhtarlıkta gözü yok. Cüsseleri tamam da heriflerin özü yok.’’ ‘’Eşeği de duydunuz,herif tam doğal afet. İktidara meyli yok istiyor muhalefet.’’ ‘’Beni muhtar yapmaktan var mı başka seçenek? Ben muhtar olmayım da muhtar mı olsun inek?’’ Böyle konuşurlarken nihayet geldi ağa. Köyün en yaşlısıydı bizim kel kaplumbağa. Kaplumbağa dedi ki:’’Var mı başka çaresi? Ayı Muhtar olmazsa, olur tarla faresi.’’ ‘’Benim fikrim odur ki etmeyin fazla merak. Böyle kel kafalara böyle şimşirden tarak.’’ ‘’Koskoca köyümüzden adam çıkmadı madem. Seçeceğiz çaresiz: Muhtardır Ayı Adem.’’ Çakal dedi:’’Ayıyı kat’iyyen seçmem muhtar. Ha bu köyü yakarım işte size son ihtar.’’ Ayı kalktı yerinden çakal ile tepişti. İşte tam bu sırada eşek- tilki kapıştı. Çok sonra anlaşıldı bu patırtı niçinmiş. Muhalefet tamam da hep anası içinmiş. Hayvanat acıkmıştı, midelerde çaldı zil. Yine kürsüye çıktı bizim yaşlı, yorgun fil. Dedi ki :’’Bu konular mantıkla çözülecek. Başka çaresi var mı? Sandıkla çözülecek.’’ Ayı dedi: ‘’Hay yaşa uzun olsun ömürün. Bundan sonra hep benden makarnan ve kömürün.’’ Herkes koştu sandığa hem har, hem hur diyerek. ‘’Mührü ayı resminin altına vur.’’ Diyerek. Söylemeye hacet yok sandıktan ayı çıktı. Sami’ye bu öykünün sadece payı çıktı. |