26. "Bir Gece Hikayesi-2"
‘Bir gece hikayesi’, anlattı zaman bana,
Hikayeyi dinlerken, rüyalara dalmışım Bende hasret memleket, yarim, kardeş ve ana, Kalabalıklarda ben, yapayalnız kalmışım!.. Saat bir kağnı gibi, sürüklüyor zamanı, Akrep ve yelkovansa, bir çift koşulmuş öküz Günler, haftalar, aylar, taşımakta her anı Ve bildiğin dört mevsim; kış, ilkbahar, yaz ve güz!.. Taşımakta beni de, zaman yüklü öküzler Ağır ağır, aheste, ordan ora akarım Ben yeniyi özlerim, yeniyse beni özler; Yine de göz ucumla, dönüp geri bakarım!.. Dün çocuktum ufacık, sokakta oynuyordum Ayağım yalınayak, saklambaç, koşturmaçlar Ah bir büyüsem şöyle, adam olsam diyordum Şimdi sırtımda bir yük, önümde dik yamaçlar!.. Karanlıklar; dinlensin gözlerini bir yum ki; Karanlıklar; Rab’bime hesap verdiğin anlar Geçmiş ile gelecek, öyle bir uçurum ki, Ne sen anlarsın bunu, ne bir başkası anlar… Hikayeyi dinlerken, gördüğüm rüya gerçek; Gerçek sandığım her şey, anladım ki yalanmış! .. Kendimi arıyorum, ruhum ince bir mercek, Kaybettim benliğimi, veyahut biri çalmış!.. Saat dedi ki bana; -‘Tik-tak, tik-tak ve tik-tak’, Haydi beni takip et, zamanın çarkına uy Boşlukta uyuyorum, ne yorgan var ne yatak; ‘Bir gece hikayesi’, beni anla, gör ve duy!.. Ne acayip hikaye, ‘Bir gece hikayesi’, Sual içinde sual, cevabını siz çözün Birden güneş doğunca, kesilir boğuk sesi, Elveda hasbihaller, hoşcakal; dert ve hüzün!.. Kadir Çetin/Nazilli/90 |