İNANMAZSAN GEL DE GÖR
Yalan değil birader; kayış koptu sonunda.
Köyde terör estirdim; inanmazsan gel de gör. Başta Muhtar, kimsenin bırakmadım yanında. Kalaylayıp susturdum; inanmazsan gel de gör. Sansar Raco vardı ya, tam Allah’ın belası. Bu ikindi camiden veriliyor salası. Çukurda kemiğini köpekler yalayası. İbret için astırdım; inanmazsan gel de gör. Dümbüklerin Mirimo, sıpasını yollardı, Sıpa cam indirirken erketeden kollardı, Nanik yapar, elini edepsizce sallardı. Kolu kökten kestirdim; inanmazsan gel de gör. “Yakışıklıyım.” diye hava atardı Şazi. Her kızda kalp ağrısı, her dulda tatlı mazi… Kaydına şöyle geçti: “Aşk yolunda Niyazi.” Yatağında kıstırdım; inanmazsan gel de gör. Haramzade Mişon’a yağlı zift sıvazladım, Mum ettim hergeleyi, konservelik tuzladım, Terk edinceye kadar hanımını gazladım, Dünya, ahret küstürdüm; inanmazsan gel de gör. Pantuflacı Cimi’ye giydirdim fırfır etek, Sağ gözünü çıkardım, soluna soktum mertek, Bacaklarından asıp, parmaklarını tek tek Mengenede kastırdım; inanmazsan gel de gör. “Dedikodu sultanı Dudu Kadın ne oldu?” Dersen, sonunda benden müstahakkını buldu. Kırk parçaya doğradım; elimde dili kaldı. Ondan turşu bastırdım; inanmazsan gel de gör. Ortanın oynak Gül’ü hem pilliydi hem kurma. Zembereğini kırdım; teşhis kondu: “kudurma”. Bir hafta yoğun bakım; ne mola var ne durma! İşkembeden kusturdum; inanmazsan gel de gör. Yedisinden yetmişe… Ağlattım anasını, Kuruttum tarlasını, dağıttım danasını, Alayının boynuna taktım kadanasını. Kırbacımla pusturdum; inanmazsan gel de gör. Mücella Pakdemir ... SABIKALI ŞAİR |