yalangün geçtikce oyulur umudun duvarları biliyorum ki ben çok geç kaldım mutluluğa biliyor musun? ruhuma kavisler çizen yarınlar baştan sona yalan şimdi gidişinin ardından sere serpeyim düş gezgini gibi bütün sokaklar ve serseri ruhum düştükçe çıkmazlarına küllerimi savurduğun gecede eylül kesiği karanlıklar kanar usulca bak yine ateşin sıçaklığından ben kovulmuşum ılıman tebessümler kahkahalarında ağlar karanlığın ortasından uzadıkça uzar kederim gece yitirirken gölgesini kendi koynunda gece ayaz be sevgili gece soğuk buz kesen trenlerin yanılgısında zaman ben yine bir şiire soyunmuşum elemliyim kalemim ak kağıtlarla bir başka savaşta ve sen ne gitmeyi öğrenebildin ey sevgili ne de kalmak için emek verdin sevdana ve başlamadan biten bir hayattı yargıladığın uğruna savaşmadığın bir kalbi boşuna sorgulama ay/su her düş geceyi anlatır her gece sabahı sana |