GEL, GEÇ KALMADAN!
Geziyorum en son gezdiğimiz o yerde.
Belki bir iz bulurum diye, kaybolan sende! Bir daha, bir daha dolaşıyorum aynı çizgide! Lakin senden bir iz yok, gene meçhulde. Unutamıyorum senin en son gülüşünü. Giderken anlam veremediğim o sözünü! Nereden bilebilirdim ki; ayrılığın yönünü. Meğerse o bir veda gülüşüymüş, geç kaldım. Gel, sabah esen sam yeli gibi yeniden! Gel, denizden kopan lodosa mütemadiyen! Yolun geçsin bir daha bu garip haneden. Gel, geç kalmadan gel, bu mecnun ölmeden! Gel, aciz muhtaçlığımı hissettirmeden! Yeterki gel`de sebep beyan etme sen, Ağacımızda ki son yaprak düşmeden. Her zaman`ki yerdeyim gel, geç kalmadan! |