KARABAĞ DERİMSabahın, akşamın anlamı yokmuş, Boşa dönüp durur, haftalar, aylar. Zıpkın yarası var Hazar’da bugün, Bir kana açıyor gözünü bahar... Bir türlü yükselmez göklere başım, Kaç asır karadır; ekmeğim, aşım. Çekilmez ufkumdan kanlı oynaşım, Ve saçımdan asar beni yıldızlar... Ne zurnada ses var, ne davulda ün, Çalgısız oynanır bu kanlı düğün. Balalar saatte on yıl büyüyün, Aydınlansın artık kara ufuklar... Ses ver Erciyes’e ve Ulu Dağ’a Ustura vurulur yeşil budağa. Kırmızı kan damlar, beyaz kundağa, Ses vermez sesime Himalayalar... Rüzgarda eriyen mor kaküllerle, Uzaklara vurgun ela gözlerle, Ellerinde mahzun karanfillerle, Ağlıyor bahtına gelinlik kızlar... Bütün idealler düşecek suya, Özgürlük, eşitlik, aldatma, riya, Duy sesimi bir kez demokrat dünya, Söyle ! Ne gün biter kanlı savaşlar? Bu gün size kardeş, bizedir yarın, Zehir var yeminde deli tayların, Neden sesi çıkmaz şu Altaylar’ın, Namlu alavında yanar uykular... Ne gelir elimden, ben bir şairim, Küçüldükçe dünya büyür gözlerim, Haykırır her gece KARABAĞ derim, Dağ olup göğsüme çarpar dalgalar... Hayrettin YAZICI |
Dağ olup göğsüme çarpar dalgalar!...
sn. şairim bu dizeleri okurken sizin şiiri yazdığınız zaman neler hiss ettiğinizi yaşadım, anladım. Yüreginiz var olsun. Karabağ halen kanayan yaramız. Ne kadar ki ulu türk uykudan uyanmayıb kanamaya devam edecek. Türk milletine yenilmek yakışmaz gün gelecek işğal altındakı topraklarımız yine bizim olacak. Çünki topraktan pay(hediye) olmaz.
Kafkaslardan sevgilerimle