VUSLATA GÖÇÜM VARYıldızlar kıyama durmuş, karalarda sürgün var. Ayrılığın gülü solmuş,vuslata göçüm var. İnadına bir suskunluk, gönül kafesimin içinde. Sukûtun rengi aşk; oda kâr kaldı geceye. Fazla söze var mı hâcet gülüm? Biliyorsun. Ölüm kadar seviyorum seni işte. Ölüm kadar yakınsın yani, Ölüm kadar güzel...Ölüm Kadar an! Gerisi akla ziyan gülüm, Ve ne söylesem; aşkından gayrısı yalan gülüm. Ağzımın buğusunda ısınan, Dilimde eski bir aşk türküsü. Hep terk edilmekti ,bu sevdanın törpüsü. Bazen diyorum hani, Hani sen düşünce usuma. Gönül dağlarımda volta vurur ceylanlar, Buz taşır gagasında atmacalar. Bin İbrahim nârına,nispet yapar yüreğim Keklikleri alır bir ürperme, Bakışın dağ rüzgarıdır gülüm, Korkma.Üşütmez öyle. Eyy buzdağımı eriten güzel sevmişim seni... Kışlar gebe kalmış bahara, kardelende telaşım var. Yırtılır sürgün karası göğün, visale telaşım var. Sonra sebepsiz belki de,kaplar ruhumu bir hicran Sonra tokmağına el vurursun yürek kapımın Düşer asma kilit yere, öksürüğüm kesilir o an. Can değer canından canıma ve bir bahar uyanır. Bir bahar sol yanımda dimdik. Eyy baharlar sunan güzel,sevmişim seni. Can koymuşum yoluna,umuda bakışım var. Geçmişim anadan,serden, yoluna akışım var. Ne gelirse gelsin gülüm, senden gelen baş üstüne, İstesem gül kanatlarınla girer misin düşüme? Anla be gün beyazı sevmişim seni... Var mı bir sebebi be gülüm, Adını anınca sızan sızımın. Hani şu yüreği tarumar eden bakışın. Almış yürümüşüm başımı. Sen demişim her güle, çatmamışım hiç kaşımı, Her gece tırnağımla derime işleyince adını, Gamzemi besler bir inci yaş. Alyuvarlarım uyanır başlar bir telaş. Bu gece uzak durma gülüm, Daya başını göğsüme, Ve hiç konuşma ki kokun sinsin geceye. Engin BADEM |