Gitme diyemedim
Dilimin ucuna gelen bir cümle idi
Gururuma yenilip söylemediğim Beni yeksan eden yokluğunun arife’sinde Giderken peşin sıra dur gitme diyemediğim Süzülürken endamım o menfur cadde’de Ardından canım gitti bedenimden Süzüldü gönlümün derinliklerinden çaresizliğim Melanet mengenesi taktım ellerime Uzatıp ellerinden tutup’ta Dur gitme diyemedim Tuz bastım kan ağlayan gönlümün feryadına Yıkıldı dizlerimin üstüne o koca kimsesizliğim Kefene sardım ümit vaad eden bütün sıcaklığımı Buz kesmiş gönlümü,abdest’siz gömdüm toprağına sessizliğin Kement vurdum dilime, dur gitme diyemedim Sere serpe serildim sokağına yalnızlığın Bir,bir söndü karanlık’larla nikah kılan,bütün ışıklar gözlerimden Kını’na ten sürdüğüm mahşer hançerini Harlayıp ciğerime sapladım canice İki büklüm kıvırdım dilsiz feryatlarımı Sustum iç dünyamda, dur gitme diyemedim Tespih’ine hicran dizdim olunmaz vedaların Arka,arkaya çektim kan ağlarken iç’ten,iç’e Cereyan estim sızlayan amansız yarasına mesudiyet’sizliğin Dönülmez yoların hendeğine mayın döşedim Bir intihar çiçeği gibi bastım korkusuzca Ölümü mübah bildim Gene dur gitme diyemedim Mehmet Kılıçel |