Eklem yerlerinde. Uyanınca.
Onun ayakkabısındaki taş oldum, Olan tüm onlar’ın,
Dün biri söylemiş, ondan öğrendim hasbelkader; Von Trier, daha önceden demiş bunu, sinema için! Hoşuna mı gitmemiştir, öğrenmek isterken öğrendikleri ?? Kişi rahatsız mı etmektedir, ileri-geri onunla birlikte yürürken; Mezartaşı sahibi, gece yarısının sayfiyesinde müteakip Ve dolunlar altında -Umay’dan ulumaların Tomris olduğu! Gerçek nedir? Gerçek vardır! Rayiha güzel, ama ağır.. Sakin, Sound Device’dan Flowers in your mouth; Geçiş, Saez - Je veux qu’on baise sur ma tombe; Son olarak, Sakin’den Denek hayatım dinlesek, nasıl olur! Jeane Manson nasıl Fransızlaştı? nasıl denilebilir; Amero gangsta toplama ise, eşdeğeri Fransız soy’suz; Avant de nous dire adieu güzel şarkı da, hippie kim? Yani hayatta savaşlar varken, hayatı kimler yaşayabilir? Matin occupé, soirée mort, sabah meşgul, akşam ölü! Matin occupé, soirée mort, sabah meşgul, akşam ölü! Time passes by, youth goes. B-side remains, it still roars! İçeriyi havalandırsam, kumlara Tomarrowland düşeceğim. Topuk yalatırsan, balkonda durup kendini gösterirsin; Yumuşayan tabakayı artık daha kolay dişletebilirsin kurda kuşa Ve neye yarar asıl, insanı tanımamak? Vurup hayali Yutak evyeden, mutfakta! Abaza değil o, Abazhaya -ABhazhalar da düşmen artık bize, Russo eşşeği beslemesi! Hayata kendini engellerken; kendini O’ndan saklarken, Başka ne istersin? Yaptıklarından mutlu, huzurlu musun?? Biraz şaka, nisbi çoğu da arzu; yok bunda bir hile hurda! Sınamak ihtiyacı çekmem, kendime ise hiç kendimi ispatlamam, Kaldı ki, başkasına! O ne, lan! Allah korusun ve Tanrı sakınsın; Varsa yoksa gerçeklerim kendimi, böyle varolurum! Üç beş elledik diye, sen mi izin verdin bunu sandın! Hayali kırkayak dönüp durup; göğün altında, deniz vuruyor! Kumsal aydınlanıyor; ıslak kısımlarından kendini canlı kılıyor! O yürüdükçe ben de yürüyor gibiyim; itince düşüyorum: O itince ben mi düşüyorum, ben mi kendimi itiyorum? Ses yok, ama sınav var, böyük sınav; şutlamak yok, itmek var (!) Saçma gerekçeleriyle, hoşuna gitmeyen bir şeyler olduğunda; Öncesinde bana bir pencere, gak guk’a gayret sarfiyatı ya! (!) Şutlamak yok ama itmek, düşürmek var, sinek silkelemek; Şutlamak yok ama itmek, düşürmek için var, sinek silkelemek: Yakandan atıp düşürürken iyi bak da, boğazından yol alan ılık; Miktarın haddi hesabı yok! Sel gürletilemedi, yağmur düştü. Suçlayan suçluları teneşire yatırır kötülük bilmeyen -DOğru kırkına bir bedende arzın küreyi yaratır hayat dede- Habis nifakı, hop! Hoop! Teneşire de pak maya şerri arlı! İftira atanları, oyun hamurunu çamura yatırmak lazım! Çıkar da hoplat dedim o göğüsleri, yuvalarında durmayan, Kabına sığmayan, iç çamaşırı kullanmak senin neyine! Hemen pezon mu yaptın sandın; böylesi daha güzel dedik diye! Gece güzel geceyarısı kumsalda; ama rejime de başladım; Şu an Türk kahvesi içiyorum, banka hesaplarıma bakıyorum. Çek sireni ve beklerken erkek avcısı dalgakıran sirenler, Dalgalı ve coşkulu sularda; ey Kanguru! Pygar Posey neyin yolcusu! Toprak altından toprak üstüne sürtünerek köklerde, Acı içerisinde gerçekte ve döndürmeye de çalışarak Dünyayı kendi çevresinde, herkesi kategorize etmeye çalışıyor; Oysa sadece prensipleri olsa! ancak o demiyor bana mısın. Havaya çıktı sürtük sürüngen, açtı Lil solungaçlarını; Bir ahtapot feveran halinde, oysa sülüklüğü akrepte kuyruk! Trenin üzerinde kutba doğru doğruca giden şimdi o; Orda ateş yakmışlardır, cinleri ve kendi, sohbete oturmuşlar: Narsis, Lilith’in yaşça daha küçük kız kardeşidir; Adem, Lilith’in cennetten kovulmasına sebep teşkil edecek Hareketler bütününü sergilemiş, Havva bakakalmıştır. Sonuç olarak, akrep dünyaya böyle atıldı, sökülerek; Belki de, kendisini o yok ederken, diğerlerini de İmha bilirliği düşünülerek -ama o fersah fersah yol katetmiş! (!) İmha edebilirliği üzerine düşünülen, yok etmeyi öğrenmiş! O ne kadar kendi ise, kendi de değil! Hem var hem yok. Hep mi, masumlar yiter gider, debdebenin içerisinde; Masumun katli, debdebenin içinde, esas arzulanılan mıdır? |