ZOR
Hiç gelmeyecek bir gecenin sabahında
Kapı zillerini kollamak,zordur bilirim Zordur gurbet geceleri Olmayacak dualara amin derken El açıp her seher vakti Ölmeden kabre düşen bedenlerin Yürek çarpıntılarını bir bir yaşamak Hayat basamaklarını çıkarken adım adım İşlenmemiş bir suçun günahından Kalemi kırılmış mahkum misali, celladımı ben Hücreme düşen ayak seslerinden tanıdım Zordur ondan medet ummak Sonra takılıp bir martının kanatlarına Uzaklaşmak tüm zamanlardan Bulutlar ormanında avare dolaşmak Karadeniz yaylalarının o yemyeşil renklerinden örülme Halılarından süzülüp Ziganaların zirvesine varmak Orda güneşin her mevsim Isıttığı bedenlerde yaşamak Nasıldır,bana sor İki cihanı bir arada yaşamak gibi Zordur bilirim Zemherilerde bütün renklerin ölümü Ve cemrelerde yeniden doğmak gibi Zordur elbet ama imkansız değildir kavuşmak |