Hüzün Dolu Heybem
yine yüklendim bu gece sırtıma hüzün dolu heybemi
şöyle bir iç çekerek yitik ömrümü ne sevdalar gördüm imrenilesi ne kör kuyular düşen düşene nice bırakıldığım karanlıklar geldi aklıma ses soluk duyamadan ardı aydınlık olsa da unutulmayan en masum hallerime uzanan kirli dilleri gördüm heybemden taşan kaç tabut ağırlamışım cılız omuzlarımla zamanla ölümü değersiz kılan ilk şiirimi düşündüm bir an indirdim heybemi usulca bir köşeye buz tutmuş ellerimle titreyek yazdığım belki bir satırında aşina bir ben aradığım bir itiraf metniydi sanki sırtımdaki yükün ağırlığı göğsümden kanıyordu gözlerimden damlayan çiğle karışıp kendi dünyamın kavgasına aradığım partner olmalıydı dökülenler kum kum ayna olmalıydı bana yüzleşmeliydim tarihleriyle anıların sırayla her harf tokat gibi çarpmalıydı yüzüme gözüme dost mu düşman mı bilmek istemediğim kavganın tam ortasında sen beliriverdin satır aralarında bir yerlerde ezelden ruhuma okunan sen hiç göremediğim varlığıyla ışıldayan gözlerimin müsebbibi sen yelelerinden tutarak hızla atını üzerime süren kaç kez sildiğim halde kâh virgülde kamburum kâh ünlemde güldüren apar topar yüklendim yine köşede beni bekleyen heybemi içine bir sen daha atarak adını bilmediğim adını koyamadığım sen benden geçip giden bir sen yolumuz uzun hadi gidelim benim hüzün dolu heybem Adeviyye Metan |