4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma
ne ezelin başı belli
ne ebed sonla biter
iki sınırsız uç
el ele vermiş kopmayı bekler
hani sen kendini sultan sanıp çıktın ya fethe, kaybetmekten korktuğun dev aynaların nefes nefes yansımasında teselli bulduğun hatıralarınla
emanetlerin güzelliklerine hak ettiği kıymeti veremedin ya
belki de hayata bağlayan sancılarına, sevdalarına sımsıkı sarılmayışındandı sabrına yenik düşmelerin
gidip geldin ezel-ebed arasında da
bir türlü denk getiremedin mevsimlerden akıttığın salya sümük ağlayışlarının vaktini
kaynar sularda mı yandı ellerin de bu kadar feryat edersin
bu yüzden mi başını öne eğip yıldızların gölgesinde serinleyemeyişin
sana bahşedilen kervan yükü bilginin dizlerinin dibine çökmek çok zor olmasa gerekti ki
kadife bir ten dokunuşuna hasret çekerek dilini alabildiğince aç bırakıp
ritmi kokuşmuş ahir zaman meyvelerine kulak kesiliverdin
ölümle hayat arasında sıkışıp kalan nefsine aklının atamadığı kelepçeli tokatlar seni bocalatan
melamet hırkasını paslı bir çiviye asar gibi sarmalayamıyorsan üzerine
kabahat yine ne o hırkada ne paslı çivide
bu dünyada rahat yok deyip kamçılanmaz nefsinde
iki ucun ortasında her şey yerli yerinde
ne ezelin başı belli
ne ebedin sonu ebedde
AdeviyyeMetan
5.0
100% (5)