Tehirli Barış Elçisi
Taşınan onca kül duman
Kanadın kırdı çocukların Yıkık duvarlar arasından Misket yerine boş kovan toplayıp Güneşe sıkıyor gülüşlerini Şehri cehennemin kıyısından Babil de akşam mezesi güneş Şarap dersen elçi sunağından Kan akıtır iklim deniz Dört ayak mabedinden barışa Ve hebadır yaşam Mevtası ağır ölüm ardından Sustu zaman Vuruldu saatler kurudu nefes Vurulduk ey halkım şakağımdan Kabrin başında kanlı mevtam Bırakın bari umutlar yaşasın Bir beyaz gölgeyim şimdi ufukta Ey şehir nakışlım Bu günde yüzüm cılk yara İrin ağlar Fırat avuçlara Dicle gaz lambasında tezek kokar Şakaklara kır yağar gazeller Kar tutar ütopya yanar harfler Zaman öğütür alkışlar Issızlığın kızgın değirmeninde Eski bir öteki akşamüstü Başaklar kördüğüm çalar acıya Kibrite tutuşur gece Kana boğulur elçisi barışın NoT: Diyarbakır baro başkanı TAHİR ELÇİ’ye yazılmıştır. |