siz ey, evvelce kömür karasında yanan, sonra gönül yarasında ağlayan şehirler siz zambak zambak... sonra bayrak bayrak... kendinizi dostluğa ilikleyerek yaşamadınız mı bu topraklarda
siz ey, düşmanlar iken birbirinin suyunda dost olan nehirler hani siz firuze akşamların alacasında akanlardınız hani siz kol kola girdiğinizde saadetin çağı asumanlardınız
siz ey , umutları hüzünle büyüten karlı dağlar hani siz karanlığın kudurmuş ağzında parlayan hilallerdiniz hani siz gökte ve yerdekilerin muştusu ,mutluluğu idiniz
ey siz süreyyanın parıltılarıyla aydınlanan bereketli ovalar hani siz ışık ışık çil çil yanardınız yorgun gecenin içinde hani siz açamayan goncaların karanlık tarlasında bir çolpandınız
siz ey kurşun sesinde duaya durmuş ağıtlar hani siz kelebeklerin kanadı gibi titrek söylenmeyen sözlerdiniz hani siz ateşlerde tutuşan alevler gibi bağırlar yakan közlerdiniz
siz ey sesi çığlık çığlık olmuş hızmalı annenin zılgıtları hani siz geceleri matem matem gözyaşlarında acıydınız hani siz mabet mabet feryatların gök kubbede kalan sedalarıydınız hani siz can sermayesi savaşta bitenlerin şahadetleriydiniz
siz ey mahşer alacası bu dünyada hainlerin çaldığı son şafaklar hani siz gencecik çiçekler göklerdeki yıldız düşlerdiniz hani siz gün batımında tüllenen hayallerdiniz hani siz alaca karanlıklara çarpan yüreklere dokunanlardınız
şimdi bir halı gibi sizi altımızdan çekmek istiyorlar ölüm ve yaşamın iç içe geçtiği bir coğrafyayı şimdi kendi kavgamızda battıkça bizi boğmak istiyorlar
şimdi bitip tükenmek bilmeyen ıstıraplara bırakmak istiyorlar şimdi boğuk sancıları böğrümüze saplamak istiyorlar mor pencerelerden içeriye düşen hayalleri vurmak istiyorlar
siz ey zamanın zembereğinde son kez kıvrananlar hangi dil lal olmuşta ,hangi yürek nasıl bir derde düşmüşte siz nasıl bir melanetin dertlerini yükleyip fısıldıyorsunuz
siz hey susanların yastığında nedamet gözyaşları siz nasıl bir ağlamanın yalın unutuşlarısınız siz hangi derman dilenen biçare hastaların kalbine akan zehirsiniz
siz hey sayısızca yıldızların kaydığı geceler siz hey gümüş tenli mehtapları arayan ibrahimlerin türküsü siz yıllarca Hak peşinde koşan gül cemali nasıl da gördünüz
ey en acı günleri en son yaşayan köyler ey kurak iklimlerde bereket yeşerten vadiler sizin için bu toprakların çocukları dalga dalga şehit düştüler tarihten tarihe, çağdan çağa, devirden devire sizin için son askerler , son nefesini verdiler…
siz hey ayyıldızlı bir mezara bile koyulamayan kırık kanatlılar siz hey ay yıldızlı desenlere sarılı yiğitler siz hey toprağa bile düşememiş körpe tohumlar sizlere aşk olsun sizlere can borcumuz olsun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
hızmalı annenin zılgıtları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
hızmalı annenin zılgıtları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tamamen kendimden kaynaklanan sorunlar sebebiyle uzun zamandır şiir okumuyor, okusam da yorum filan yazmıyordum.
Bunda hiç bir dosta ya da arkadaşa kırılmışlığın zerre kadar rolü yok. Hani şarkıda diyor ya ''Rüzgar kırdı n dalımı, ellerin günahı ne?'' O hesaptı benim durum. Rüzgar kırdı dallarımızı, öcünü şiirden aldık. Kusura bakmayasın.
Bu gün ''Artık yeter, silkelen ve kendine dön '' dedim kendime ve ilk olarak senin şiirinle başladım.
Başladım, okudum, bitirdim, baktım bir yumruk tıkandı gırtlağıma. Sen ''Hani'' dedikçe o yumruk koskoca bir dağ oldu.
Gerçekten de hani, neredeler?
Bu muhteşem ağıt için diyebileceklerim demek istediklerimin karşılığı olmayacak. O bakımdan susuyor, seni ayakta alkışlarken şiirin ithaf edildiği kahramanlara Allahtan ( C.C) Rahmet diliyorum.
Milli duyguların hat safaya yükseldiği yüreksesini ayakta alkışlıyorum değerli üstadım harika bir eser cani gönülden kutlarım selam ve saygılarımla yeni yılda bütün insanların kardeşce yaşadığı çocukların şehitlerin olmadığı mutlu sağlıklı bir yıl olsun yeni yılın kutlu olsun..