BU SABAHpazar sabahı köpüklü kahvemi yudumlarken çikolata tadında adın sürüldü dudaklarıma ne hikmetse bugün de seviyorum seni. her gün ama her gün unutmaya edilen yeminler katli vaciptir deyip bir vuruşta kafaları kesilen duygular nerdesiniz bu sabah bu gereksiz duyguların kafamı karıştırmasına neden izin veriyorsunuz kavlimize ne oldu hani süpürmüştük kapımızın önünü ondan arta kalan tek bir çalı dahi sokmayacaktık avluya neden bu sabırsızlık gözler cam kenarına yapışmış nerden aklıma gelir şimdi böyle gereksiz şarkılar ’Fikrimin ince gülü:) hıh çok gerekliydi sanki ama ama yüreğimde kanatlanan kelebekler de neyin nesi bu sabah inceden inceye hasret yağıyor geçmişe buğusu gözlerime vuran. bir ihtimal daha var elbet Aralığın bu güneşli gününde kuşlar hala eş ararken kendine ve üşürken damların kiremitleri zamansız uyanan hastalıklı duyguları tedavi için bir mucize vuku bulmuştur ve gaipten bir ses bu son sabah unutmak için diyordur iplere asılı çamaşırların hışırtısına bu kadar heyecanlanmak delilik elbette yoksa ayak sesi değildir eşiğimde son bulan. kahvenin buruk telvesini dilimle siliyorum dudağımdan bir soda söker midemdeki kıpırtıları zaten hiç sevmem sabahları uyku mahmurluğuyla saçmalamanın dibine vurdum yine.. hadi yüreğim topla pılını pırtını hayat mesaisi seni bekler unutma. Ayvazım DENİZ |