Üşümek İstiyorum Avuçlarında
Üşümek İstiyorum Avuçlarında
Yozlaşmış tutkularımızın kendini reddinde Yönümüzün umuda sarılmış yelkenleriyle Rengini tüketmiş nice mavilikleri geçeriz Boşa çıkarılmış umutlarımızın son demiyle. Ateş aleve küsecek, yağmur keyifli bir damlayken Mucizevî arzuların yüzleşmeleriyle açılır kapılar içe Yüzümüzün çizgilerini dolaşır saatler, belirince endişe Çözülmez şifrelerle, papatya güle düşer, gül küser bülbüle. Islanmış düşlerimizin erdemli öpüşmeleriyle yıkanır dünler Elem sessizliği sever, bekleyişlerin kandillerini ah kim üfler? İlkyaz serilmiş göğsümüze, yetiş ruhumun imdadına bu bahar Yaz sevda masalını, sancılı bir düşünüşün hesabını kim öder. Onlarca sorunun damlası düşer birazdan terlemiş avuçlarıma Gümüş yüzlü bir hüznün kapılarından geçeriz seninle el ele Kendimizle uzlaşıp içeriz bir gün amaçsız sevilmişliklerimize Döneriz gecelerin hüzün yataklarında gülüm seninle yüz yüze. Sabahlara beklediğimiz yastık kokusuna tenin düşmüş bir tel saçı arar, Güneşi aradıkça, kollarımızdaki hüzünlerle kendi yalnızlığımıza döneriz Aşkın arka bahçesinde solan çiçeklerin düşen yapraklarını serelim altımıza Sokulup bir yangın alevine, yüreğimizin ocağında sorgulayıp dünleri birlikte. Gel, yağmurun taştığı sokaklarda üşümek istiyorum titreyerek avuçlarında Boyalı düşlerin yamaçlarında göğsümüzdeki damlalarla sokulalım içimize Kimsesizler gibi bir bardak şarap dilenelim ah, gecenin en arsız saatlerinde Sokak lambasındaki ışığın boyadığı rengi görelim, sessizliğin son deminde. Selahattin Yetgin |
yine hayranlıkla okudum dizlerinizi
tebrikler ediyorum efendim
sevgilerimi sunuyorum
tüm şiir seven yüreklere