la tahzen...aldığımız bütün nefesleri koyduk bir bir ortaya hastalıkları bi kenara esenlikleri başka koyduk alnımıza beş parmağımızı birleştirip görünmesn diye yandığımız herkesin babası ölebiliyordu aslında sokak yüzüne bakası gelinemiyo biliniyordu ihmal edile biliniyordu aralıksız çaldığımız kapılar özenle unutula biliniyordu gün ayracında ezberlemek üzre verdiğimiz sözler çiçekleri ben sularım kitap tozlarını ben alabilirim boyu boyuma huyu huyuma dizebilirim başlıklarını uzun bi sessizliği bozabilirim kehribar sesimle tutabilirim çetelesini boşluğun not düşebilirim kırlangıçların kuyruklarını en alta yazabilirim kayıyordu bulutlar arasında upuzun bi sesliliğin arkasından yenile bilirim aklımın ermediği adımlarıma bu aralık nereye gider nerde eklenir kimbilir hangi kuytuda sızdığını bildiğimiz ışık ayıpta karanlıkta yoluma yoğruldum artık sarnıca daldırıp daldırıp kevgiri durmadan durmadan gök toplamaktan cemi kuşları yusuf bırakmaktan kör kuyulara |
İyi akşamlar dilerim.