Gönül nazargahtır, ruhunun firkati ardır!Niyaz, aklın ve idrakin figanıdır Umutlar, rahmete hasret kalan tohum misalidir, lal halindedir Hal, iz’anın ve lahzanın aşkına tavdır, mesnetsiz harlar nefsi bahanelerdir Heves için esir olmadan,cehdini nefsin için kurutmadan kul olman sevda halidir Kibir ne melün bir gerekçedir Nefsin her lahzasında nöbettedir, zafiyetine bekleyen keş gibidir Leş niçin cazip gelen ten değildir, ruhunu bilmeyene aşk nasıl refakatedecektir Düşünmek, ilim ve irfansız kal etmek bühtandır,aşk deminden azat olmuş melaldir Her kimi ve neyi seversen sev Feda olmayı ruhun mukadderatında görmezsen aşka yakın gel Ecrin bir hali ve bir de ali vardır,niyetin asliyesinde edeple korunandır ruh söyler Aşk, ne kadar kendini verirsen, iradenden vazgeçip hakka köleysen o vecdini bekler Furkanı oku ve yakinen tanı İçinde var olan hakikatleri, hikaye edilen nesilleri ve gerekçeleri Kendine ne kadar yabancıysan, Kur’anada o kadar yabancısın demektir, bilinmeli Reddi miras eden, hilkatini düşünmek istemeyen, aidiyetini inkar edene ne demeli Vakit senin için bir saiktir Nedensiz yaşayan can nasıl bir varlıktır, heva ve heves kurtaracakmıdır İman etmek bu kadar basitmidir,hukukunu bilmeyen bir insana kim kefil olacaktır Ömür yumağı erirken,hergün göçmeler içini kemirirken bu pişkinliğin kimin içindir Seven, bilmeden sevmemelidir Aşkı dillendiren içinden geçmediği müddetçe nefsi için kal etmemelidir Ruhun mutlak itaat içindedir, irade sana olan güvenin teslim edilen gerekçesidir Hesapsız olmak hangi aklın ve mantığın işidir, nura ram olmayan hal bir vebaldir Mustafa CİLASUN |