iki dünya arası mola
"sırtını dönemeyeceğin insandan dost olmaz"
hayat acımasız, gözünün yaşına bakmıyor doğruluktan sur örmüş olsan mahreminde imalar, çelik duvarları pas tutturuyor korkmadığın yanına yaklaşamazken korkuların aklını esir alıyor öyle çok özlemiştim, o kadar yorgundum umut doluydum üstelik yargısız infazlarıyla yürek burkana dek bu dünyadan beklentim kalmadı ötekinde ne bulacağım zaten belli değil gördüm ki, insan inandığını kendisi yaratıyor ve her yaratılan inanç, sahibini ikna ediyor iki dünya arası mola verdim kendi gizli bahçemden çıkıp sana geldim sende dinleneceğimi sanmıştım meğer ne çok yanılmışım aşk-ı mukaddes, tesiriyle sarsıyor ne melun bir dert, tutunduğu canı bir daha asla özgür bırakmıyor git kendini gül bahçelerinde avut sen aklından, kalbinden, düşlerinden çıkarttığın ben iki dünya arası mola verdiğim yerde seni sensiz ve senden habersiz adını yutup yüreğimle izimi kaybedeceğim, dünyasal tekamülümü tamamlarken sen sanılarınla yüzleşeceksin sibel |
seni sensiz ve senden habersiz
adını yutup yüreğimle
izimi kaybedeceğim,
dünyasal tekamülümü tamamlarken
sen sanılarınla yüzleşeceksin
güzel bir şiir okudum kaleminizden tebrikler yüreğinize sağlık selamlarımla