BAYIMsiz bayım evet siz görüyorum ki burnunuz kaf dağında başınız hep karlı üşütmeden biraz eğilseniz diyorum alimallah zatürre olursunuz. öyle mağrursunuz ki söylemeye çekiniyorum ama anıların ağırlığından kamburlaşan sırtınız bir kahvenin hatrını dahi taşıyamaz olmuş ki ne çok severdiniz bir zamanlar elanın harelerine aşık gözleriniz nasılda yudumlardı kahvesini çaktırmadan güneş çalmadan yeşilini eliniz elimin içinde yavru güvercin gibi çırpınırdı şimdi ne desem boş biliyorum siyah abanoz gözleriniz yosun tutan yanıyla hala ne kadar sert ve inatçı korkmayın bir lütuf zannettiğiniz gülücüğünüzden çalmak gibi bir niyetim hiç olmadı zaten ömrümün o kara kaplı defterini kapatalı çok oldu mazinin solgun yüzünü de takmıyorum artık arada şiirlerimde sizden kalan satırlar varsa da affedin kalem ve yürek kolay söz dinlemez bilirsiniz biri aşka biri yasa alışkındır her koşulda. hep derim ya hadsizdir yürek başına buyruk halleri nice seveni rezil eder hoş gönlümle kavgaya son vereli de çok oldu ya böyle yalnız böyle sakin bir yolu tercih edeli huzurun kollarında daha mesudum kanadı kırık kuşa kimin ne sözü olur iyileşmez bilirsiniz sessizce bir köşede ölümü bekler ya da nankör bir kedinin dişleri arasında son bulur fakir hayatı. siz bayım fakirlik nedir benden iyi bilirsiniz hiç gönül zengini olamamıştınız zaten alışkınsınız tatsız tuzsuz bir hayatı yemeye arada vücudunuza sürünen leş kargalarından ne düşerse nasibinize teninize sürer iştahsızca kemirirdiniz bir ucunu ve kolayca bırakıp giderdiniz üstünü örtmeden kalan parçaların ki kargalar bile yapmazlar bunu leşlerinin üstünü toprakla kapatırlar.. ben hep çok zengindim bayım bir elim sevdaya bir elim şefkate dalmış artanını eşe dosta sunmuştum sonradan fakirleşmek ne zordur bilemezsiniz ne zordur sevgisiz bir hayata sarılmak bu kadar soğuk olduğunu hiç bilmezdim ne zordur çıplak kalan duyguların üşümesi yuvadan düşen yavru kuş gibi titremesi. acıyan gözlerle bakmayın öyle bayım insan her şeye alışıyor zamanla düğmesiz kalan ceketinin kenarlarını yumruk yaptığı eliyle sıkıyor yorgunluktan terliyor bile bazen arada gece gözlerini açınca günün üstüne ve yıldızlar sessizce ağıt yakarken parlayan ay/a kendi kaybettiği varlığa hasreti depreşiyor unutmak bir o kadar zorlaşıyor bayım o yüzden günün soğuk yüzünü bekliyor dilinde sonsuz dualar. şimdi bayım lütfen o acıyan gözlerinizi iğne deliğinden geçmez sözlerinizi bana sokmaya çalışmaktan vazgeçin ve ardınızda bırakmadığınız izinizi de alarak çekilin karşımdan bana kirli bir geçmişi hatırlatıyorsunuz ki bu daha çok acıtıyor içimi. Ayvazım DENİZ |
Hele ihanetten nefret ediyorum. Ömrünün yüzde 99' ihanete uğramakla geçmiş biri olarak. Geçer bu da geçer, şiirce geçer, yürekçe sürer gider.
Selam ile ayvazım