AZADE
Özlemekte bir yere kadar avutur insanı
Sonra kırlangıç mevsimi çalar kapını Sessiz göçe dalarsın iki mevsim arası Suların ısındığı, dağların devrildiği Ormanların uzaklaştığı diyarlara Sövgüler dizersin küresel dilinle Ve öylece yüzünü ters dönüp güneye inme arzusuyla her gece bir yel değirmeni öğütür umudu daha çok çöpler savrulur rüzgara ki yine gözlerini sabah çapağı siftasıyla ovuşarak açarsın merhametli güneşin ellerine tok kamburunu sığdırırsın bağdaş açıklarına sığıntı ömrün sırtına vurgun ise İçine oturur dünyanın yedi düveli Sesini, kokusunu ve yaralarını özlersin Bu şehrin yollarında çocuklar hatırına Ve suskun Tanrılar adına ölüm Elçi’dir Kaldırım taşlarında vurulur eşkalimiz Bilinmez ki kanımız çok tuzlu... |
hayat bir bardak su gibidir nasıl bittiğini anlamazsın
zaman madeninde ki eskimeyen anılarınla sızlanırsın
dert keder gam her insanda var sen neşeden haber ver
dertliyken mutlu olmayı öğrendiysen mutlu yaşarsın