6. SAATSokağın sularında çitlerle çevrili yalnızlık dem vurdu içime gönül dökecek bahçe aralanıyor maddesel boyutta sesim dalgalanıyor boşlukta çitlenbik ağacına..! ağrımı duyma, görme, dokunma..! yetiğin ya da düşsel şavkın var mı yarına ben dönüşürken kriminal aşka bu yağmurda sağanak kalacak büyümüşte küçülmüş çocuklara imgesel dallarını tanrılar ve kuşlar çıplak basacak ya da düşsel meyveler düşecek kurtlar sofrasına ki ben taştan nöbetçiyim bu saatte sana silkeleneceğim köpek ıslaklığımla bir an’a yapraklarımı dökerken... |