GÜL
GÜL
Aslından habersiz bir yara gibi Vurdukça kanattım aşk mihrabını Ortalıkta bir söz, kimdir sahibi Okudukça gördüm aşk kitabını Dervişe sorulmaz çektiği çile Yaradan’a verir arz-u halini Çekmez gönlüm bunca derdi ah ile Sürdükçe iy’leştim aşk ilacını Kalb-i selim olur âşık oysaki Şarap içen âşık sanar kendini Gönlüm mecnun, aklım gönlüme saki Gördükçe sezdim aşkın meramını Bir gül ki gördüğüm aşk bahçesinden Duyarım ezelden ah u zarını Ben sevdayı duydum onun sesinden Duydukça kazdım aşkın mezarını Çağlardan beri sönmemiş bir ateş Her âşık taşır elbet yarasını Kimisinde üçtür kimisinde beş Gaibi’yim saldım aşk sırasını |