Vazgeçemediğim Kadınım
Merhaba,
Ben vazgeçtiğin adam Vazgeçemediğim kadınım Bak yine ben Yine klasik satırlarım, kanayan yüreğim Kimsesiz yokluğun Hangi dudakların tadına bakarken okursun bunları, bilmiyorum Ama özledim seni İki gece Tam iki gece oldu sana yazmayalı Sesini duymayalı ise Seneler, asırlar Gözlerini görmeyeli Çok ölümler geçti Çok şehirler Bir ben kaldım Ben, vazgeçtiğin adam! Vazgeçemediğim kadın En çok neyi özledim biliyor musun? Çocukça kavgalarımızdan sonra Daha dudaklarımı kıpırdatmadan Canını ömrüme bırakırcasına sarılıp ’bende’ demeni Gittiğin günü hiç özlemedim Sevgilim ; Kanayan bileklerimi sarmak kolay, kolay da Ya yokluğunu? kimse kapatamaz Varlığından başka Şimdi ; sadece ben değil İçtiğimiz çay Dinlediğimiz şarkılar Söz verdiğimiz mekanlar da sensiz Vazgeçemediğim Kadınım ... Hiç hoş karşılanmıyorum tek başıma Sadece ben hiç bir anlam taşımıyorum yani Adının yanında adım Ömrümün yanında ömrüm Parmaklarının arasında parmaklarım Olmadığı sürece, çok mutsuzum Dön! Bu gece isminle sabahladığım Son gece olsun ... |