Ölüm Konuşmaları...Bilinmezlere kucak açıyoruz her yeni günde; Her yeni gün, yeni bir hüzne gebe.. Ne ara yitirdik mutlu olmayı? Ne ara kaybolduk bilinmezliklerde?.. Kocaman bir boşluğa açılıyor gözlerimiz, Temmuz’un ortasında buz kesiyor yüreklerimiz; Yokluklara sarılıyor kollarımız, Doğan her yeni günde; biraz daha azalırız… Bazıları hayat kavgası diyor adına, Kimisi de yaşam savaşı.. Hangi isimle anılırsa anılsın; Geri dönüşü yok bizden aldıklarının… Sonu gelmeyecek gibi yaşıyoruz, Oysa sayılı günlerin ötesine geçemeyeceğiz… Ömür denilen süresi belirsiz mahkûmluğumuz, Bizim beklemediğimiz ama hayatın bildiği o noktada sonlanacak… Bir sabah yeni bir güne açamayacağız gözlerimizi; Ya da bir gece son kez dalacağız o çok sevdiğimiz uykumuza.. Yahut gün ortası şekerleme yaparken alınacak elimizden hayat; Kimimiz uyanık karşılayacağız o soğuk gidişi, Kimimiz uykuda.. Değişmeyecek tek şey; Bu gidişe dur diyemeyecek olmamız…. Gününü bilmediğim, O soğuk kucaklaşma anını; Dört gözle bekliyorum.. Hayat denilen zindandan, azrailime sesleniyorum: Çok bekletme beni… Omuzumda öylesine ağır yüklerim var ki; Kendimi kandırmıyorum eskisi gibi.. Pollyanna’cılık oynayamıyorum artık! Gel ve al bu emaneti, Gel ve bitir , hayat denilen işkenceyi; Al ve götür beni sonsuzluk ülkesine, Gel artık ölüm; Gel artık bekletme… byHaktan |
Kalemin daim olsun
______________________Saygılar