SON KURŞUN
Sızısını ele bağışlayamadıgım kalbimin suçuna karşılık,
sesimin sedaya hapsidir suskunluğum Mevsimler kendini şaşırmıs ,herdaim ayaz Fail sıfatındaki suretler iklim pazarlıgında yaklaşırken yanıma kirpigin ucuna saplı acının damarı geçer gözyasımdan tutar hucremin duvarlarını Kasvet dökülür sıvasından ,yanaklarımın Bin yıl uzağında fecrimin,karanlığıni yutar seçilmiş acılar . göğüs boşluğumda hizalanır dile düşmeyen alaca satırlar omzumun üstü iç savaşlar yaşanan uzak bir memleket Kurşunlar kurar ve ’dair cümleleri Sayirler kefenler Ölü sözcükleri, soluduğum ayyaş havanın kent kalıntıları ağzıma dolar Düşse bir dize ,şiirler yanar Gömleğini yakar endülüslü kadınlar Kimsesizler mezarlığında kalmış kelimeler tırmalarken dudağımı Kan beynime Sesim avaza sıçrar Çığlığım Gizsiz bir öznenin çıplak bir sayfaya izdüşümü Tüm susların kefareti , yazıyor olmanın zehri ile düğümlenir sıfatı sıfat degil ama zamirler Ölmeye muktedirdir Ben sen biz.. Hepimiz Yatırsam satır başına kırık bir imge Sonra sen ben biz Hepimiz.. Bozsak ağzımızı ruhumuzun omurgasında, Sövsek sürgünlüğümüze Suçüstü yakalansam tek başıma Üstum başım murekkep Kağıt üzerinde Ölmüşüm çoktan! Şakagimdan sıyırdikları ,yerde can çeken yalnızlığımın son kursunları Şiar ( songül eski) |
Hangi sızı vardır bedeli ödenmeyen
Hangi sustur dilimizin heybesine doldurduğumuz
Henüz çökmedi yüreğimize hazan sisleri
Ey mihrine adaklar adayıp kurban olduğum
Bil ki şaşıran mevsimler değil
Bil ki yüreklerimiz çaresizlikten suskun
Gelmişse zamanı suskunluğun
Çiçekler açmışsa göğsünün hizasında
Mevsim dönmemiştir hazana
Öyleyse ne kıştan bahset
Ne de ayaz’dan
Faili meçhul mevsimler
Düşürmeye görsün kirpiklerine şebnemleri
Bil ki ne hüzünler pazarlıkla satılır
Ne de mutluluklar alınır
Bilirim senin de yüreğin yanar ayrılıklara
Kalbinin duvarlarını kanatırcasına hicranlar
Şah damarında
suskunluğa mahkum edilmiş çığlıklar
asılmak için fecri bekler
celladım olsun suskunluğun
fecri bekleyen sabahlar kan kussun ki
and içtim yemin ettim
neşteri olmazsam hicranların
boynum vurulsun
Gamdan kasvetten sözetmeyelim n’olur
Nasılsa yüreğimi aydınlatan ışığınla uyanırım sabaha
Işık yılı kadar uzakta olsam
Hissediyorum içinde sen barındıran acıları
Mars ve venüs savaştayken
Kıyametin gölgesi üstümüze düştü
Aşk için içimizde devrilen cümleleri
Tutup ta ayağa kaldırmanın zamanı
Kurşunlar eritildi
Şimdi huzur vakti
Kayıtlara geçti
Son nefesini vermek üzereyken
Bir hayat öpücüğü
Sol yanımda hayat buldu
Artık konuşmanın vakti değil mi
Ne suskunluğumuza kelepçe takalım
Ne de şiirleri yakalım
Hadi gel de koşalım bir vadiye
Ve
Avazımız çıktığı kadar bağıralım
Seni seviyoruuuuum diye
Efkan ÖTGÜN Yüreğiniz dert görmesin, imgelerinize gölgeler düşmesin yine güzel bir şiir.