KÜT DİYE
Üç aylık mazisiyle yakaladı ustayı
Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Seçki altın tepside ikram etti pastayı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Eş dostun yardımıyla kaynatıyor kazanı Kılını kıpırdatmaz yedek de var yazanı Alkışlayanı çoktur eksilmiyor sazanı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Gizemli el uzanıp, ayarı vermiş saza Katıvermiş duyguyu döküvermiş çapraza Kanmam muhatabına ördek diyorken kaza Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Yabancıdır mısraya hiç duymamış ayağı Denkleştirip cümleyi kuramazken uyağı Yetkin bir kalem çekmiş kendisine kıyağı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Çocuk gibi sevindi hemen siteye astı Altını imzalayıp kaşesini de bastı Ertesi gün olanı görünce donup şaştı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Doluyu hep boş gördük yarıma saydık tamı Çalıyla kıyasladık dal budak salan çamı Pişmeye bırakmadık yol yordam bilmez hamı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye IŞIK çırak kararttı ehil sürdü kalayı Şıracıyla bozacı zevkle çekti halayı Malûma şair dedi şakşakçılar alayı Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye Azimet IŞIK 10.10.2015 Saat.07.55 ÇEKMEKÖY İSTANBUL Toplum olarak yazarımıza çizerimize şairimize şiirimize kulak vermiyoruz Kırıp dökmeyen öğüt eksenli uyarıya bile diş biliyorsak, üstüne üstelik bu işin mutfağında var olan bizler böyle yapıyorsak vay halimize Biline ki Zaralıerenin böcekten de güne düşmekten de gözü yok Ne demiş Ulu ozan Mahsuni Baba “Almış ele arsızlığı Baştanbaşa yersizliği Bilmem neden hırsızlığı Yapan değil bilen zalim” Bin can selam ile |
Çalıyla kıyasladık dal budak salan çamı
Pişmeye bırakmadık yol yordam bilmez hamı
Hece şiiri tuttu, güne düştü küt diye
yüreğine sağlık dost gönül sesin hiç susmasın..