''ALAYCI KUŞ''akide şekeri gibiydi seninle aşk yedikçe tadı damakta tatlı tatlı kayan kırmızısı dudağıma bulaşan ve ne kadar hızlı yersem o kadar çabuk biteceğinden emin çocuksu telaşı yüreğimi saran. onu da bulamayan vardı elbet yüreğinde tek bir sevgi tohumunu büyütemeyip çürümüş kozalaklar gibi durduğu yerde toprağa karışan bu umut dünyasında sarıldığım tek tesellim. sahilde bir çok eski kayık yatar kırık dökük sağı solu yaslanır zamanın soğuk nefesine bir rüzgarın öpücüğüyle dağılacağı günü bekler yalnızlık türküleri en çok onlara yakışır bilirsin zaman zaman etrafında oynaşan çocukların saklandığı gölgeleri vardır ve en çok da kız çocukları kaçar buraya eteklerinin bir yanını tutan minicik elleri titrek içindeki savaştan kaçıp saklanırlar izbeliğe bir zamanlar belkide bir balıkçının sevinç naraları attığı her tuttuğu balıkla nevalesini doldurduğu bu kayıklar aslında ölüm kokarlar bilirsin o yüzdendir denize hasret gönüllerin burunlarını tutarak ordan uzaklaşmaları gözleri açık giden bu kayıklar tekrar eski haline gelemeyeceğini bilirler yaşlı bir çınar gibi gençlik günlerinin özlemi büyür de büyür kendimi bulurum onlarda senden sonra ve sende kaybolan benden sonra.. sürrealist bir tablodur hayat nasıl baktığına niçin baktığına ve ne gördüğüne göre bakışlarında şekil alır kaybolursun içinde yakaladığın bir serçe kuşunun kalbi gibi pır pır eder yüreğin hayatın anlamı bir kez daha avuçlarındadır atar da atar sevdim dersin korkmadan. ben kör bir alaycı kuşu sesini sesime vuruyorum her tekrar sen diye düşüyor büyüyor dudağımda başka sesleri terkettim uzun zamandır ne çok sevdim ulan ben seni kitapsız. Ayvazım DENİZ |
Kutlarım
Yüreğinin sesi daim olsun