Benim Destanım
Atımın yelesinden tutunarak
Meydan okudum rüzgâra, Yayımın kirişinde seslendim acuna, Donduran soğuğa inat, Göz kırptım yıldızlara, Gökyüzü gövdeme kanat. Kopuzumun nağmelerinde dile geldi Zafer muştuları, Türkistan’dan Viyana’ya kadar. Kâh bir dağ duldasında Sırtıma yaslanarak seyrettim Altayları Kâh dolaştım av peşinde Ötüken, Tiyanşan, Merv’i Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacib oldum, Yesevi’nin ocağından feyiz doldum, Ben oldum, beni buldum. Dar geldi gölgeme çöller ve göller, Himalayalarda nara, Karakurumda sabır ördüm, Saltuk Buğra Han’ın izinde. Hürriyet aşkımdı, Gözlerine bakmaya doyamadığım, Vatan vaz geçilmez sevdam, Ahlarımı yüreğine gömdüğüm. Ders aldım dedem Edebali’den, Boncuk dizdim tevekkül tespihime, Alnımı secdeden kaldırarak. El açtım semaya, Bir tek O’na yalvararak Bildim, hayır da senden şerde, Dikildim karşısına Kahpenin, kahpeliğin, Cihadın kudretini duyarak, Kaç sefere siper oldum, Kaç siperi doldurdum, Süngüler karşısında gülerek, Heey eski koca dünya At sırtında dolaştım seni dün, Üstünde yaşayanlar verdi adımı, Ünvanım Türk, Ve Hakkın askeri Türklük… Mahzunluğum aldatmasın seni, Gaflete düşmeyesin, Benim yokluğumda saklı büyüklük… |