Mona Kokulu ÇayŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir, Üstat Sezai Karakoç’un “Mona Roza” şiiriden ve Çay melikesinin gamzelerinden süzüldü. “Mona” sözcüğü o şiirden ödünç alındı. Çayın ıtırı, çay melikesinin nazının ıtırı ile karıştı.
Çay melikesinin iklimine ne desturlu ne destursuz adım atamasak da cümle çay şiirlerimizin emsalsiz konuğu o ve bize hep esin kaynağı. Yoksa, bu fakirin onca çay şiirini yazacak ne mecali ne irfanı var. Çayın albenisi, çay melikesinin emsalsizliği ile hemhal olunca; bu şiirler ete kemiğe bürünüyor… İ.K
Hüzün hazan deminin naz kokulu çiçeği
Mona artık sonbahar çaya ıtırın sinmiş Efsaneler yurdunun çay mıdır içeceği Bulutlar hüzün renkli gül yaprağına inmiş Mona çaya melike senin eşsiz emsalin Çaya kokusu sinmiş efsanevi misalin Aldırma saçlarıma aklar düşmüş olsa da Ellerin parmakların hayalimde incecik Karanfil katreleri dudağında solsa da İnce belli periler sen misal narincecik Mona çaya melike senin eşsiz emsalin Çaya kokusu sinmiş efsanevi misalin Mona bu hikâyenin çaya yansır ahengi Süzülür çayın özü suya sanki naz misal Hep gülü hatırlatır nicedir çayın rengi Münhani çizer buğu çay vakti niyaz misal Mona çaya melike senin eşsiz emsalin Çaya kokusu sinmiş efsanevi misalin Gül üşür hayalimde bu hazan mevsiminde Teşrinler hüzünlenir takvimlerin dili lâl Turnalar rüya görür çayın eşsiz iminde Nazlı nazlı salınır hayalimde bir nihal Mona çaya melike senin eşsiz emsalin Çaya kokusu sinmiş efsanevi misalin Ankara,14.11.2015 İbrahim Kilik |