KÜS/MEhayatımıza arada bir göçebe gibi konaklayan mavinin yüzü suyu hürmetine başka renklere bulamadan acıların nifak yemiş yanını sıra sıra geçen bulutlara son bir kez mutluluk ısmarladım beyazı gözümü alsa da sen yine kenar köşelere pus/ma. şehirlerin arka sokakları gibi aşk gece hükmünü alınca ele korkunç bir yalnızlığı sürükler ardında küf kokulu kaldırımlar kimsesizlerin yuvası başım göğsüne dayalı hayırsızlığının o deli gözlerinle küs/me alışkınım yokluğuna. masal kokulu yüreğin Kaf dağının tepesinde duruyor rüzgarlar getirir burcu burcu sızını varlığın bel kemiğidir aşkın dopdolu geçen bir ömrün kefareti yatar sol yanında ben öderim yerine ki bilirsin bir çok acının çöreklendiği yerdir yüreğim kekliğin boynundaki halka kadar yakınım sana sar ellerini boynuma kopar olduğun yerden bir damla kanım akmaz avuçlarına o şiir yüreğine yeter ki ayrılığı yaz/ma kabulümdür satırlarda ölmeye annenin elleri kadar sevecenim bilirsin kırsan da yorsan da yıksan da katilini seven mazlum gibi sevmeye devam ederim seni yeter ki sen küs/me terketme. Ayvazım DENİZ |
Gönlüme düştü bu söz'katilini seven mazlum' yaralarım oldu köz...
Tebrik ederim.