Parya
’’ Dilin sustuğu yerde silahlar, insanlığın sustuğu yerde cesetler konuşur.’’
. . . Başkentin ortasında barışı değil özgürlüğü değil ölümü karşıladılar halaylar çekerek ne acıdır ki! kin ve nefreti ektiğiniz bu toprakların dört bir köşesinden şimdi uçurun uçura bildiğiniz kadar beyaz güvercinleri belki barışı geri getirebilirsiniz takvim yapraklarından hafızalarımızdan belki silebilirsiniz deklanşörden tek çekimlik kanlı ’ An/kara ’ hatırasını bizler kırmızı karanfiller dikelim aydınlık sabahlarda sizler Başkentin ortasında karayı ak acıyı mutluluk yapabilir misiniz vicdanlarınızı mahkum ederek... bedelini ödemediğimiz ne kaldı ki! hayatın önemsiz ölümün ucuz olduğu bu topraklardan kaçın kaça bildiğiniz kadar tıkayın sağır kulaklarınızı Başkentin ortasında herkes kendi gerçeğinin arkasına gizlensin isimlerin yaşların fikirlerin ne önemi var ki! yevmiyeli vatandaş kendi halkı için ’Ölüm’ davetiyeleri yazdırıyor ağzı açık zarflara görgü şahitleri ortada Hürriyetten Özgürlükten Barıştan söz etmeyi yasakladılar bu ülke halkına sanki gelmeyecekmiş gibi el ele tutuşsak boğaz köprüsünde altımızda deniz üstümüzde gökyüzü olsa siyahlar giyinsek matemler tutsak bunlar yetemez diyerek ölüm oruçları tutsak ödeyebilir miyiz kefaretlerini ölenlerin.. elleşmeyin yastayım... |
acıyı mutluluk yapabilir misiniz
vicdanlarınızı mahkum ederek..............gercekten harika tebrikler üstadim..