GÜZELLEMEEy, gönlümde keyfince sefâ süren misafir, Gönlümün ziynetisin, âfet-i devrân mısın? Bir girdin, mülk edindin gönlü kendine, kâfir, Yüreğimde yangın var, âteş-i sûzan mısın? Kâh, cilveyle sokulur, gönle ümit saçarsın, Bir gül fidanı gibi, goncalarnı açarsın. Bazen de nazlanarak, ceylân gibi kaçarsın, Söyle ey nâzende yâr, naz mısın, nâzan mısın? Damarımda can suyum, alnımdaki yazısın, Aşkı bestelemişsin, solistisin, sazısın Ömrün olgun çağında, gönlünün genç kızısın; Her mevsimin doyumsuz, yaz mısın, hazân mısın? Ne tatlı meyvalar var, dalında salkım salkım, Dudakların buselik makamındaki şarkım. Işığına can veren pervaneden yok farkım, Bûsenle aşk şiiri yazan bir ozan mısın? Bir göz süzer, âşığı peşinde sürüklersin. Bir dudak büküşünle, ömre ömür eklersin. Sonra bigâne durur, bir iltifat beklersin; Rüyalarımdan çıkıp gelen Mihribân mısın? Önce güldün yüzüme, aşkı âşikâr ettin, Tîr-i nigâhın ile, bendeni şikâr ettin. Çektirdiğin cefadan, bilmem ki, ne kâr ettin, Âşıklara zulmeden mağrur şehribân mısın? O zerafet, teravet, o endam; bir içim su, İpek mi, kadife mi, gül teninin dokusu... Koklamaya doyulmaz, bin bir çiçek kokusu, Bahçemde hanımeli, yaylada reyhan mısın? Geçirdin de boynuma, zülfün kızıl ağını, Gönüllü esir ettin, ömrün yorgun çağını. Talan ettin gönlümün bahçesini, bağını, Sen, gönlümün tahtında, hükmeden sultan mısın? Bir cemre gibi düştün, bahar açtı kışımda, Sevda yelleri gibi esip durdun başımda. Tam, ’ Göç zamanı geldi’ dediğim şu yaşımda Ömrüme ömür kattın, can mısın, cânân mısın? Ünal Beşkese ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.. âfet-i devrân.........: devrin en güzel kadını. âteş-i sûzân.........: yakıcı, yakan ateş nazende................. naz yapan, hoş edalı nâzan..................: nazlı, cilveli mihribân...........: merhametli, güler yüzlü, sevecen, uysal tîr-i nigâh..........:: bakışların oku şikâr.................: av Şehriban.............: şehrin sözü geçen kişisi terâvet................: tazelik |