GEL BENİM CANIMKapalı kutu içinde saklandığın yeter Kaç zamandır… Ne sen çağırdın ne ben geldim Ne tuttu ellerim Ne dokundun dudaklarıma Yakarcasına… Gel… Gel ki Gönül kaşığımı daldırıp içine Özlemlerin sonrasında doğan güneş misali Silme yani… Alabildiğince… Dolsun tanelerin usul usul Mis kokunu çekerken içime… Sonra kurul keyfince Hani sere serpe Anadan üryan Kayna kaynayabildiğin kadar Yürek ocağımda Yana yakıla Fokurdasın varlığın buram buram Şen şakrak Bakarken gözlerime… Sen var ya sen… Tutmaya çekindiğimsin Parmak uçlarımla olsa bile… Biliyorum… Seni ya sımsıkı kavramalı inadına Kapatıp gözlerini Yakarsa yaksın diyerek Ya da tutmalı bir yerlerinden Yanmaya korkmadan… Gel birtanem gel… Dokun dudaklarıma usul usul Kapattır gözkapaklarımı gözlerimin üstüne Ve sonrasında Öyle bir rahatlık Öyle bir ferahlık Seninle… Hani tarifi nasıl dersen… Uçarcasına… Bırak varlığın yudum yudum aksın içime Sen dolana kadar… Sıcaklığın ah yok mu o içimi yakıp kavuran Sıcaklığın… Dokunsun dudaklarıma Varlığın… Gel benim vefalım Gel benim canım Kahve fincanım… Ali ALTINLI – 22/10/2015 Saat: 16:43 |