Her güneş doğuşunda ararım gözlerini.
Bulurum neden sonra; ıslak kır çiçeğinde.
Şakırken şeyda bülbül; duyarım sözlerini,
Sarılırım hülyana dağların eteğinde.

Azıcık vuslat getir, ışısın zindanlarım.
Korkuyorum sesini dinlemekten güllerin.
Ruhumu azat için; can ister hicranlarım
Uğruna kurban sundum canımı kâküllerin.

Çiğ tanesi ıslaklık, buz kesilir her seher.
Dudağımı kanatan hançer midir bu hasret?
Damla damla birikir, özlem dolar gök ve yer.
Her yağmur yağışında gözyaşlarımı seyret!

Çığlıklar bahşederken nefesim bulutlara.
Islıklaşan rüzgârın akordunu dinlerim.
Hüznünü bulaştırır bulutlar umutlara…
Önce bir yağmur yağar, ardından ben inlerim

Islak dudaklarımdan titreyen hayaline,
Titrek duygularımın meşalesi bir buse,
Uzatırken; kalbimi alev alev yak yine.
Ve saplan kan damlasın; ya tuğ ol ya da tuğçe…