Mor Halkalar
Şu garip yeryüzünde anlaşılmaz öykümüz.
Kırk yıldır taşa çaldık çile çekti gönlümüz. Kıymetini bilmeden boşa geçti ömrümüz. Kırk yıllık bir ömrün hüsranı şimdi. Ufkumdaki lacivert dalgalar şimdi… Kof bir ağaç gibiyim yalnızlık ülkesinde. Ölüm tütsü yakıyor buğulu gözlerimde. Istıraplı hayatın yaklaşan son deminde; Sellere karışmış ince kum gibi, Yüzümdeki pul pul damlalar şimdi… Her gün işkence günler bana sensiz geçeli. Kara sevdalı gibi sayıklarım eceli. Ölüm ne zor kelime sade iki heceli Yaklaşan ecelimin sen misin habercisi? Gözümdeki mor mor halkalar şimdi… |