Can Özüm...Bir yaprak dökümüydü Beti benzi sararmış solgun hazandı Eylülü hiç eden Ekim di Akşamlar erken düşüyor Geceler uzadıkça Çakallar karanlığa karşı küfre duruyordu Camlar buğulanıyor Umutlar yeni bir bahara dualanıyor du Gönül mabedim Ölü damı gibi matemleree bürünürken Tam da düşlerimi düşürmeye Ramak kalmıştı ki, sen geldin Sen geldin yalnızlık ırmağının yosunlu sularına Sen geldin hayata tutunmaya çalışan cılız kollarıma Sen geldin yalnızlığıma Sen geldin Avuçlarımdan kayan mahzenlenmiş gizli dünyama Bu farklı bir geliş, farklı bir duygu Doruğa tırmanan buz dağının Hazla eriyen coşkusu Senle doğdu yılların özlem güneşi Sende geldi ruhumun emsalsiz eşi Bir gelin gibi süslendi hülyam Kalbim bir gül gibi açtı gözlerinde Aşk, Sana sevdalandı gelincik bedenimde Yıllardır tanıyormuş gibi Bastı bağrına utanmadı mahrem Senle dolu bu can Senle hayat buldu inan Ben senin güzelliğini çirkinliğini değil Yüreğini Kişiliğini İnsan gibi insan oluşunu sevdim Sevdim seni can özüm Tekrardan hoş geldin Sen rabbimizin en kıymetli hazinesi Lütfüsün bana verilen Söz veriyorum sana Düşüyorken tuttun ya beni Var oldukça Bu beden bende Döneceğim etrafında bir semazen gibi Yaşatacağım bendeki seni Sibel Kılıç Sevdayeli |
Kalemin susmasın
......................Selamlar