YONiKA
Yonika
Maria hilfer caddesindeki evimin, iki gecelik kadını. korkma, hatırlıyorum bak hala adini. bir metroda görmüştüm ilk, eve nasıl geldik hatırlamıyorum ben kendimde değildim sense, niye geldiğini hiç bir zaman bilemedin Japonca bilmediğim bir dildi affet, seninle hiç anadilinde sevişemedik. bilirim, kendi dilinde sevişmek bile çok farklıdır oysa ikimizde biraz yarim, ikimizde almancaydık. Yonika en küçük adımlı kadınım sen yürürken mesafeler nasılda uzardı yüzünde bir telaşsızlık, bu nasıl bir sabırdı sadakat hiç kimseye senin kadar yakışmadı yüzünde eksiksiz bir tebessüm, sesinde hiç çıkmadı ich liebe dich* soğuktu ve bana hep uzaktı anlayabilseydin de seni seviyorum* diyebilseydim kendi dilinde insan, bir başka sıcaktı bulunduğumuz yer, bir pirinç tarlası değildi ve çizmelerimizde gezinen, su yılanları da yoktu üstelik ayaklarımız ısırılmış gibiydi, gitmek içinse ne aceleciydik bunun anlamı neydi, hiç bir zaman bunu da bilemedik Yonika bakma öyle bana, acıtma içimi giderken Hiroşima’ya bombaları ben dökmemiştim Nagasaki ’deki çocukları da ben öldürmedim Yonika, ben hiç cinayet bile islemedim öldürdüğüm kadın ruhlarını saymazsan |