Yüreğim Nazlı Bir Serçe/ Selahattin YETGİNHangi sözü diğerinin üzerine koysam Eksik bir tümce ya da bir nakarat olurum bu gece Güneşin ısıttığı taşları bastırsam gövdeme Alır mı iç titreyişlerimi bilmiyorum Yüreğim nazlı bir serçe bu gece Yurdunu yuvasını yitirmiş bir göçmen kuş sanki İçten çürüyen tohumlar gibi horlanmışım Kıyılmışım, itilmişim bir köşeye öylece Gönlümün dolu savaklarını bir söz aralasa şimdi Boşaltsam içimi kurda kuşa bir çırpıda O yapayalnızlığımın kıl çadırlarında Rüzgâra verip göğsümü hıçkırarak ağlasam uluorta Yeter mi ki dilimin suskularına yol vermeye! Utancımın yaban dallarına asılan anları Ve o salkım saçak anıları savurmak delicesine Koşar adım gitmek öteki yaşama delice Diz çökmek bu kâinatı yaratana saf bir çocukça ‘Geldim sana’ ‘Sana geldim ey yar’.. ’En baştan yaşamak istiyorum her şeyi’ diyerek. Bütün sözleri omzumdan sular dökercesine serpmek Birbirine uzak bütün adresleri kibir dağlarına gömerek Efsane yıldızları bir gece gökyüzünden ansızın indirerek Terli avuçlarına yüreğimin asil titreşimlerini nakşederek Hep aynı dileklerle başlayan masalları ruhuna dileyerek Yalnız senin kollarında doyumsuz düşlere dalmak istiyorum Arala gönlünün yorganını, küllerim saçılsın yatağına Güvercin bakışlarının sahralarındaki kartalın olayım Sürgün aşklar ülkesini geçerek sığınayım avuçlarına Yüreğinin sonsuzluğunda mecnun olup kaybolayım Selahattin YETGİN |