Gelirim düşünmeden
Gelirim düşünmeden
Sen misin? ölen. Sen misin ? suskunca serilen denizlere. Kaç bin yıl, kaç mevsim örtüldü üzerime. Gelirim düşünmeden, çıblak ayak, sere serpe, süzülen kanlarımla. Hangi yöne, hangi yere söyleme. Rüzgar tutar yüreğimin ellerini gelirim. Tek kaldım aklı ile duran, yüreğine dayanan. Çılgın yine, kudurgun şu doymak bilmez karartılar. Gelirim tek başıma, yüreğim ve ellerim tutunur yıldıza, Karanlık nedir ki şu ölümsüz aklıma! Dün öldü bügün yine yolunda! Ruhumu kanatan kamçılar gibi sorumsuzca fırlatılan şu sözler... Döndüm bütün yönlere, söyledim gün biter diye... Gel tutun sen de şu ölümsüzlüğe giden sefere! Sidikten yosun tutmuş duvarlar gibi suratlar, Köhne, virane ve zifiri bir yalnızlığa mahkum edilmiş ruhlar, Kaybolup gidecekler. |