HÜSEYİN KALFA
Kocamandı aslan babamın elleri.
Arka mahalledeki okulu o yapmıştı. Hastane, postane ve daha niceleri. Babamı Gültepe’ de bilmeyen kalmamıştı. Öğretmenim sormuştu bir gün sınıfta, "Sen Hüseyin kalfanın oğlu musun?" diye. Öyle "evet" dedim ki atıp başımı geriye; göğsüm kabarmıştı arkadaşlar arasında. Bu, babamın bana verdiği en güzel hediye. Allah’ım, ölseydim de o günü görmeseydim! Babamı nasıl biliyorsam hep öyle bilseydim. Neden götürdün baba beni inşaata? Bu belki de yaptığın en büyük hata. Neden hazırolda durdun o adamın karşısında? Patron ne demek baba? Neden karşılık vermedin sana tokat attığında? Oysa büyüktü ellerin o adamın ellerinden. Sen bir çocuk gibi başını öne eğdiğinde, ilk defa yoksulluk döküldü gözlerimden. |