Ağaç altı kahvesiyle sessizliği paylaşıyordu keten ceketim. Gevşek bir topuzun Kurtulmuş saçları bağlarını atıyordu denize. Tek sahnelik çingeneleri ağlıyordu Rahmaninov’un…
Gölge getirmiyordu, Günahı seven ayak sesleri Yaprak çığlığıydı, Üzümü ezilmiş asmalar Narlar çatlamıştı Elmalar kurtlu Sevilmeye değmedi o yüzden Hiçbir Havva
El pençeydi divanlarda, Şeyh-i aşk’ın müritleri Aynı boyda hüzün topluyordu dergâha, Abdal edilmiş mertebeler Kerpiç döküyordu, Keramet ehli diller Zakkum döküyordu rüzgâr
Ölü denizlerde, Saçı topuz kadınlar düşlüyordu, Uhrevi adamların yanık tenleri. Deniz telaşlı Gökyüzü griydi Bir taş atıldı Bir taş daha Griyi tırnakladı, Recme tutulmuş deniz kuşları Ete büründü, On üçüncü kemiğin sureti Sütten beyazdı, baldan tatlı Görmezden geldi, Kara çamurun balçığı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kara Çamurun Balçığı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kara Çamurun Balçığı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.