Yeryüzüne Küskünüm
Bertaraf olmuş ışıkların altında sessizce bekleyen bir karanlığım ben
Bu şehrin en kalabalık yalnızları iyi tanır Ukala bir şekilde yaşıyor sanki arkamdan gelen ölü bir karartı Sokak lambalarının doğuştan ayakları sakat Kaldırım taşları , evvelden eksik sarılıp koşmalar için Bir mum ışığı kısıklığında bakarken her şeye Kısık bir şekilde ağlamak gerektiğini söyleyen tek serçe Sende mi gidecektin Buğusuna karışan gözyaşlarıma hasret kalmış artık Yarını kırılmış pencerem İpi kısa gelmiş bir uçurtmaydı benim sessizliğim Herkese yakın ama gökyüzüne uzak Nasıl böyle bağırabilir bir yağmur Avazı çıktığı kadar Olabildiğince üstüme üstüme Sırılsıklam olmuş bir toprağa çamur atmak sadece benim işim Nasıl bakarım ben yeryüzüne Yüreği ağzına gelmiş bir tohumu filizlendirmek benim işim olmasın da kimin işi olsun Tabi bakarım göğe Ama bakmam bir daha yeryüzüne Mutluluğa koşar adım giderken yere düşmek hangi hayatın kuralı ? Affetmem ben bu yeryüzünü Kafa tasımdan su içirdiğim o düşünceler Hala susuyor Hele bir susmaktan vazgeçsinler Düşmeyi düşünmeden göğe uçacağız . Kadri Demir |