BANA MI SORUYORSUN ?Kirpiğinde kurşunlar değil beni öldüren; Acımadan halime durmadan vuruyorsun… Gölgene hasret koyan gündüzlerden bıkarak; Bu şehirden kaçmayı bana mı soruyorsun… Kıyametler kopartan içimdeki dünyanın; Firarını verirken gördüğüm son rüyanın; Günahına girerek dalında papatyanın; Hergün fallar açmayı bana mı soruyorsun… Üşüyen ellerimi buz dağına koyarak; Kanıma giren düşün cinnetine uyarak; Kulağımda çınlayan kahkahanı duyarak; Sokağından geçmeyi bana mı soruyorsun… Sarılsan sevenine canan gibi can gibi; Gözlerinde yerim yok seçilmiş kurban gibi; Boynumdan ölçü almış ipekten urgan gibi; Celladını seçmeyi bana mı soruyorsun… Damla damla eriyip umutlar bitiyorken; Canımdan can alarak cananım gidiyorken; Resmine baka baka sitemler ediyorken; Bu dünyadan göçmeyi bana mı soruyorsun… Hasretinde tükendi günlerimin neş’esi; Yokluğun yüreğimin fişlenmiş fahişesi; Eksilmez başucumdan safi keder şişesi; Tek başına içmeyi bana mı soruyorsun… Ali ALTINLI – 16/09/2015 Saat: 20:25 |