İŞTE GÖNLÜM İŞTE YARAM...
Sırasız sıradanlıkların
Sıra dışı sıkışıklığında Tanıdım o şık kimliği ile Külfeti sonsuz bir yadsımazlık kadar Pejmürde sıradanlığı Nükseden hece hece. Kırık bir aynanın uğursuzluğu kadar Müptela olmuş iken geceye, Geceyi gün bilip çıktığım Yürek seferi Her seferinde mağlubiyet iken İlke edindiğim belki de Bir düşün son hâkimiyeti. Kılıfsız hayaller sığamazken Yere göğe Benlik kırık bir cümlenin ilk hecesinde Soyutlansam da geri kaçamadığım Bir yürek yarası Son bilsem de başa aldığım Her bir kare. Ne varsa içinde; Bir çocuk bir kadın Yoldan çıkmış bir dürtü Adı yoksun kılındığım kırık çerçevenin Kenarına kazılı Gözden uzak nihayetinde Gönlün vazgeçemediği Bariz bir heyecan Kim ne derse desin Her bir hecesi külliyen yalan. Anlık bir dokunuşu İzafi olsa da varlığım O nüktedan yoksunluk Kıyımı belki de ahenkli tedirginliğimin Yoldan çıkmışlığı kadar Akla zarar. Doğurgan bir kadın kadar uysal Doğanın şefkatli eli sırtını sıvazlarken Bakir düşleri ovaların serinliğinde Yol alan gurbet akşamları. Uykular haram gecenin kör vakti. İşte gönlüm, işte yaram Yaranamadığım ne çok insan Yol yordam bilmez iken şu garip devran Sona mı geldik yoksa Göremediğim nizam İçinde saklı hülyam. Adını sen koy Ve kes hesabı: Vakıf dahi olamadığım ne çok hatırat Son sözüm bu bil ki; Ne tek sitem saklı ne isyan. Günlerden yoksunluk her gün Hicap etmediğim tek kelam Saklı mizacımın kalan yarısı… |
Özlem Demirkaya &*.*&