Yokluğun
Eski bir şehir gibi geçtin ömrümden
Hem de gençliğimi eze eze Pencerelere çizdiğim resimlerin buğulu kaldı Mesel: ben yandım sen yaşadın Girdiğim bu kaçıncı buhran bilmiyorum Ağzımda sarı yapraklar birikti sana Eğer döksem sonbahar olurum bir anda Günlerce sakladığım bir kelebek ölür cebimde Durmadan yasını tutarım uykumda Yokluğunu gördüm güldüğün fotoğraflarda Bir sabah kazdığımda tırnağımla toprağı Sen çoktan ölmüştün ellerimde Islak saçlarından anlamıştım seni Eski bir şehir gibi yokluğunu yaşadım Günlerce yıkık kaldırımlarda aç bir kedi gibi dolaştım Ve Akşam oldu Gençliğim nerde ey yar! Nedir içimdeki bu har Nedir bu yaz günü ağzımdaki buhar Emdiğim kapkara sütleri kesin artık gökyüzünden Kesin her yanımı kör bir makasla Yaşayamam ki ben bu yasla 02/09/2015 şehriyar-od |